Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

2026 Asgari Ücret Belirleme Sürecinde Güncel Gelişmeler ve Analizler

2026 asgari ücret belirleme sürecindeki güncel gelişmeler ve analizlerle ilgili detaylı bilgiler ve uzman görüşleri burada.

2026 asgari ücret belirleme

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2026 yılında geçerli olacak yeni ücretin belirlenmesine yönelik ilk oturumunu 12 Aralık Cuma günü saat 14.00’te Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda gerçekleştirecek. Takvim kesinleşmiş olsa da, komisyonun yapısı ve görüşme süreçlerine dair tartışmalar devam ediyor. Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Çalışma Ekonomisi Uzmanı Prof. Dr. Aziz Çelik, konuya ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. TÜRK-İŞ’in bu yıl komisyonda yer almaması nedeniyle, Bakan Vedat Işıkhan’ın TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay’a ilettiği, hükümet temsilcisinin sayısının “5’ten 1’e düşürülmesi” yönündeki önerisi kamuoyunun gündeminde yer alıyor. Çelik, bu önerinin sorunu çözmek yerine tartışmaları derinleştireceğine dikkat çekti.

TARTIŞMALAR VE TEMSİL KİŞİLİĞİ Komisyonun karar mekanizması oy çokluğuna dayansa da, Çelik, “Asıl sorun komisyonun yapısı değil, hangi ilkeler ve kurallar çerçevesinde karar alındığıdır” diyerek vurguladı. Geçmiş yıllarda, komisyondaki üyelerin çoğu zaman herhangi bir kurala bağlı kalmadan hareket ettiğini hatırlatan Çelik, “Üyeler asgari ücreti televizyonlardan öğrenmiştir” ifadeleriyle, sürecin kamusallıktan uzak, daha çok gösterişe dayalı olduğunu belirtti. Son yıllarda, çeşitli taraflar arasında tartışma ortamının azaldığını dile getiren uzman, hükümet temsilcisinin sayısının azaltılmasının “sembolik bir değişiklik” olacağının altını çizdi.

Adil ve Temeli İlkeler Üzerinden Belirlenmeli Çelik, genellikle komisyonun bileşiminin değil, kararların alınma şeklinin sorgulanması gerektiğine değinerek, esas önceliğin ekonomik büyüme ve yaşam maliyetlerini kapsaması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, anayasal ilkeler ve kriterlerin göz ardı edilmemesi gerektiğine dikkat çekti. “Türkiye’de keyfi asgari ücret uygulaması sona erdirilmeli ve kurallara dayalı bir sistem benimsenmelidir” açıklamasını yapan Çelik, reform ihtiyacını ortaya koydu.

Komisyonun düzenli toplantılar yapmasına rağmen, müzakerelerin fiilen durduğunu ve TÜİK’in sunduğu yaşam maliyetleri hesaplarının artık kamuyla paylaşılmadığını belirten Çelik, süreçlerin daha şeffaf olması gerektiğine işaret etti.

Güven ve Gerçekliğin Çalkantısı Çelik, komisyonda oluşan güven sorununu ve halk nezdinde kurumların itibar kaybını önemle vurguladı. “Komisyon artık bir mizansen alanına dönüştü, gerçek anlamda karar alınmadığı açıktır” diyerek, enflasyon verilerinin yanıltıcı olduğunu ve alınan kararların ekonomi realitesiyle uyumlu olmadığını belirtti. Enflasyon oranlarının resmi rakamlardan sapması ve yeni büyüme verilerinin dikkate alınmaması, alım gücünü doğrudan etkiliyor. Çelik, “Gerçek yaşam maliyetlerini yansıtmayan enflasyon oranlarıyla karar almak doğru değildir” diyerek, geçim koşullarını ve makroekonomik göstergelerin dikkate alınması gerektiğini sözlerine ekledi.

Yapılan analizlere göre, tek bir çalışanın yaşam maliyetinin ekim ayı itibarıyla 35-40 bin TL arasında değişirken, dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının 90 bin TL’yi geçtiği dikkate alındığında, mevcut sistemin güncellenmesi zaruri hale geliyor. Çelik, “Ekonomik büyümenin ve yaşam standartlarının yükseltilmesi, adil ücret politikalarının temel kriteri olmalıdır” diyerek, bu yönde yürütülecek reformların kaçınılmaz olduğunu belirtti.