Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

2026 Asgari Ücret Belirleme Sürecinde İşçi ve İşveren Rolleri

2026 Asgari Ücret Belirleme Sürecinde işçi ve işverenin rollerini, süreç detaylarını ve etkilerini öğrenin. Haklarınızı bilin, sürece katkıda bulunun.

Bu haberin fotoğrafı yok

Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, önümüzdeki yıl geçerli olacak olan asgari ücretin belirlenme aşamasında yaşanabilecek olası kaos ve sorunlara dikkat çekti. Arslan, yaptığı açıklamada, TÜRK-İŞ ile yapılan görüşmenin tekrar olumsuz sonuçlandığını ve bu durumun hem işçi hem de hükümet açısından zararlı olacağını vurguladı. Ayrıca, TİSK ile hükümetin birlikte oturup ücret belirleme fonksiyonunu üstlenebileceğine işaret ederek, mevcut sürecin acil olarak tekrar gözden geçirilmesi gerektiğine dikkat çekti.

Arslan, HAK-İŞ’in Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısına ilişkin ciddi itirazlarının olduğunu belirterek, bu komisyonun işçilerin çıkarlarını yeterince gözetmediğini söyledi. Günümüzde hükümetin inisiyatifi ve TÜİK verilerine dayalı kararlar aldığını belirten Arslan, “Asgari ücretin belirlenmesi sürecinde kamuda çalışanlar hariç, özel sektörün dikkate alınması gerekiyor. Almanya’da işçi ve işveren sendikaları masaya oturur ve yalnızca tarafların seçtiği bir hakem sürece dahil olur. Bu hakem, taraflar uzlaşmazsa devreye girer, anlaşınca da hakeme ihtiyaç kalmaz. Biz de Türkiye’de böyle bir yapının kurulmasını savunuyoruz.” şeklinde ifade etti.

Hükümetin rolü ve sorumluluğu konusuna değinen Arslan, hükümetlerin asgari ücretin belirlenmesine doğrudan müdahale etmemesi gerektiğinin altını çizdi. Hükümetin yerine, tarafların kendilerinin ücretleri belirlemesi gerektiğini belirterek, “Asgari ücretin belirlenme faturasını hükümet ödüyor. Cumhurbaşkanı veya hükümet asgari ücreti artırmadığında işveren ve işçiler arası doğrudan müzakerelerin önünü açmak gerekiyor. Bu, hem adil hem de kalıcı bir çözüm olur.” diye ekledi.

İlk öneriler ve yapıdaki değişiklikler hakkında ise, Arslan, işçi ve işveren konfederasyonlarının temsil oranını esas alan bir komisyon yapısının kurulması gerektiğine işaret etti. Bu komisyonun, 12 aylık periyotlarda ve demokratik katılıma dayalı kararlar alması gerektiğine vurgu yaptı. Mevcut yapının sağlıklı kararlar vermekte yetersiz olduğunu belirten Arslan, hükümetin, tarafların taleplerini dikkate alarak daha demokratik ve kapsayıcı bir yapı kurması gerektiğinin altını çizdi.

Özellikle TÜRK-İŞ’in katılmamasıyla ilgili önemli noktaya değinen Arslan, “TÜRK-İŞ, 2026 asgari ücretinin belirlenme sürecine katılmayacağını tekrar bildirdi. Bu durum hem işçilerin hakları hem de hükümet açısından ciddi bir sorun oluşturacak. O zaman TİSK ile hükümet birlikte oturup, doğal olarak, inisiyatif alarak ücretleri belirleyecek. Bu, hem işçiler hem de hükümet açısından büyük bir kayıp ve sorumluluk anlamına gelir.” ifadelerini kullandı.

Son olarak, Arslan, sürece ilişkin yaşanabilecek kaosu ve bu durumu önlemek adına alınması gereken önlemleri vurguladı. “Asgari ücret, iki ay içinde belirlenecek, fakat masada işçi tarafı olmayacak. Kimse bu olası karışıklık ve çıkabilecek sorunlar hakkında girişimde bulunmuyor ve bu durum gündeme getirilmiyor,” diyerek, sürecin şeffaf ve kapsayıcı olmadan ilerlemesine itiraz etti.