Gelecek Yılın Bütçe Planı ve Mali Açık Tahminleri
2026-2028 Orta Vadeli Program (OVP) doğrultusunda hazırlanan bütçe tahminlerine göre, 2026 yılı toplam harcamaları yaklaşık olarak 18 trilyon 928 milyar lira seviyesine ulaşacak. Aynı zamanda, 2027 ve 2028 yıllarına ilişkin gelir ve gider öngörülerinde önemli artışlar öngörülüyor. 2025 yılı sonunda beklenen toplam bütçe açığı ise yaklaşık 1,9 trilyon lira iken, önümüzdeki yıl için bu rakamın 2,7 trilyon 712 milyar lira seviyesine yükselmesi planlanıyor. Bu durum, mevcut bütçe açığı hedeflerinin tutmayabileceğine işaret ediyor ve daha yüksek borçlanma ihtiyacını gündeme getiriyor.
Genel Harcamalar ve Borçlanma Unsurları
Mali planlara göre, 2026 yılı için toplam bütçe ödeneklerinin önemli bir bölümünü memur, işçi ve sözleşmeli personelin maaşları oluşturmaktadır. Bu kalem için yaklaşık 4,9 trilyon lira ödenek ayrılmıştır. Diğer yandan, devletin borç ve faiz ödemeleri ile SGK ve KİT’lerin açıklarını kapatmak adına toplam 12 trilyon liraya yakın tutarlar kullanılacak. Bu alanlar, bütçenin büyük kısmını oluşturarak, devletin mali sorumluluklarını yerine getirmek için büyük bir yük oluşturuyor.
Gelir Kaynakları ve Özelleştirme Faaliyetleri
Bütçe gelirlerine bakıldığında, 2026 hedefi toplam 16,2 trilyon lira gelir öngörüsü içeriyor. Bu tutarın yaklaşık %85’i vergilerden ve diğer yasal gelirlerden sağlanacak. Özellikle, ceza ve trafik para cezaları, damga ve harçlar gibi idari gelirler, toplamda 2,4 trilyon lirayı aşacak şekilde planlanıyor. Ayrıca, özelleştirme gelirlerinin 2026 bütçesinde büyük bir artış göstereceği öngörülüyor ve 185 milyar liraya ulaşması hedefleniyor. Bu, kamu varlıklarının satış ve devri yoluyla hükümetin büyük gelirler elde etmeyi planladığını gösteriyor. Özellikle enerji, ulaşım ve liman gibi stratejik sektörlerde yapılan satışlar, devlet bütçesine katkı sağlayacak önemli adımlar olarak görülüyor.
Antalya Hal Endeksi ve Gıda Fiyatlarında Artış
Antalya’nın sebze-meyve pazarlarında yaşanan gelişmeler, toplumda tedirginlik yaratmaya devam ediyor. Hal endekslerindeki veriler, üretim düşüşü ve fiyat artışlarıyla birlikte, önümüzdeki dönemlerde gıda fiyatlarının daha da yükselmesini ve kıtlık riskinin artmasını gösteriyor. Özellikle domates, biber ve diğer temel sebzelerde yaşanan yüksek fiyat artışları, tüketicilerin erişimini zorlaştırıyor. Don ve kuraklık gibi doğal afetler, tarlada ürün kaybını beraberinde getirerek, üretim seviyelerini ciddi şekilde sarstı. Buna ek olarak, mevsimlik meyvelerde de fiyatlar hızla yükseliyor. Eylül ayına ait veriler, hem miktar hem de fiyat açısından uzun dönemli olumsuz trendleri ortaya koyuyor. Domateste ve meyvede yaşanan düşüşlere rağmen, fiyatlar hızlı artmaya devam ediyor, bu da gıda enflasyonunun devam edeceğinin göstergesi olarak değerlendiriliyor.