Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

2026 Ekonomik Gelişmeleri ve İş Dünyası Stratejileri

2026 ekonomik gelişmeleri ve iş dünyası stratejileri hakkında detaylı analizler, öngörüler ve kazançlı fırsatları keşfedin. İşte geleceğin anahtarları burada!

2026 ekonomik gelişmeleri ve

Yılın son çeyreğine girilirken, şirketler ve ekonomistler önümüzdeki dönem için bütçe ve planlamalarını güncellemekte zorlanıyor. Belirsizlikler, yüksek enflasyon ve küresel jeopolitik riskler, 2026 projeksiyonlarını şekillendirmeye devam ederken; maliyet artışları ve faiz oranlarındaki beklentiler, iş dünyasının gelecek stratejilerini önemli ölçüde etkiliyor.

İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Demir, mevcut siyasi belirsizlikler ve ekonomik risklerin öngörü yapmayı zorlaştırdığını belirtiyor. Oğuz Demir’e göre, hükümetin orta vadeli programı (OVP) şu anki belirsizlikler karşısında yol gösterici olmaya devam ediyor. OVP’nin içeriğinde ise, yüksek enflasyonun 2025’e, maliyet baskılarının ise 2026’ya kadar devam edeceğine dair uyarılar bulunuyor. Döviz kurlarındaki hareketlilik ve küresel ekonomik yavaşlama ise ithalatçı ve ihracatçı işletmeler için ek zorluklar yaratıyor. Özellikle, girdi maliyetlerindeki kalıcı artış, emek yoğun sektörlerde çalışanların maaşlarında %25-30, hammadde maliyetlerinde ise %20-25 oranında artışa neden olacak gibi görünüyor. Ayrıca, Orta Doğu’daki tansiyonlar ve küresel büyüme hızındaki yavaşlamalar enerji maliyetlerini tetikleyerek yeni riskler doğuruyor. Demir, OVP’nin büyümede sınırlı hareketler öngördüğünü, ancak enflasyon beklentileri nedeniyle faiz indirimlerinin istenen hızda gerçekleşmeyebileceğine dikkat çekiyor. Bununla birlikte, finansman maliyetleri yüksek kalırken, yatırımların devamı için zorluklar sürüyor.

NİTELİKTE KALMADI

Ekonomist Arda Tunca ise 2026’yı, son on yıldaki alışkanlıkların devam ettiği, “kısa vadeli planların yılı” olarak değerlendiriyor. Tunca’ya göre, Türkiye bugün tıpkı askeri darbe dönemleri ve 1950’lerde Demokrat Parti iktidarı sırasında yaşanan siyasi atmosferi tekrar yaşıyor. Bu ortam, piyasada yeni şokların gerekliliğini artırırken, yüksek döviz borcu bulunan şirketler açısından da ciddi endişe kaynağı oluyor. Faiz indirimlerinin hız kaybedeceği ve kredi genişlemesinin sınırlandırılacağı öngörülüyor. Tunca, ifadelerini şöyle sürdürüyor: “Türkiye’nin finansal piyasalar ve reel sektör tarafından gösterilen en büyük güç, sert dalgalanmalara karşı direnç gösterebilmesi. Ancak bu direnç, aynı zamanda stratejik planlama yeteneğinin zayıfladığını da ortaya koyuyor.”

ZORLU MARATON

Gelecekle ilgili endişeler, özellikle iş dünyası toplantılarında sıkça dile getiriliyor. İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu üyelerinden İrfan Özhamaratlı, geçtiğimiz dönemdeki yüksek enflasyonun karar alma süreçlerini zorlaştırdığını ve birkaç yıl sürecek zorlu bir maratonun başlamış olduğunu vurgulamıştı.

FAİZ HASSASİYETİNE YENİ DESTEK PAKETİ

Hazine ve Maliye Bakanlığı ise faiz hassasiyeti gösteren firmalar ve ihracatçılar için yeni destek programları açıkladı. Hazine Destekli Kefalet Sistemi kapsamında, Türk Eximbank tarafından sağlanan kredilere yönelik kefalet limiti, başlangıçta 10 milyar lira iken, 20 milyar liraya çıkarıldı. Bunun yanı sıra, yalnızca e-ihracat yapan firmalar için 500 milyon lira kefalet limiti ile yeni bir paket devreye alındı. Katılım finans esaslarına uygun olan şirketler için ise 4 milyar lira kefalet limitiyle yeni bir destek sunulacak. KOBİ’ler için teminat üst limiti 20 milyon lirayı; KOBİ dışı şirketler için ise 40 milyon lirayı aşmayacak şekilde belirlendi.