ABD Başkanı Donald Trump, İsrail’in Batı Şeria bölgesini resmen ilhak etmesine izin vermeyeceğini açıkça ifade etti. Kamuoyuyla paylaştığı açıklamada, Başkan Trump, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmenin ardından, Güvenlik ve uluslararası anlaşmalara bağlı kalmaya kararlı olduklarını belirtti. Trump, “Buna asla müsaade etmeyeceğim” diyerek, bölgedeki statükoyu koruma yönündeki kararlılığını vurguladı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile telefonda görüştüğünü dile getiren Trump, bu konuda daha fazla durmaksızın hareket edilmesi gerektiğine dikkat çekti. “Artık durma ve ileriye dönük adımlar atma zamanı geldi” ifadesiyle, bölgedeki sakinliği sağlamayı amaçladıklarını söyledi. Ayrıca, Birleşmiş Milletler’de Batı Şeria’nın ilhak edilmesi olasılığına karşı yapılan açıklamalara da değinen Trump, uluslararası toplumun çeşitli ülkelerinin Filistin’in devlet statüsünü tanımasıyla ilgili gelişmeleri hatırlattı ve bu adımların bölgesel dengeyi etkilediğine işaret etti.
İsrail ve Bölgesel Gelişmeler
Öte yandan, İsrail Başbakanı Netanyahu, New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısına giderken öncesinde Trump’ın sert açıklamalarını öğrendi. Başbakanlık ofisi, Netanyahu’nun durumu değerlendirmek ve yanıt vermek üzere İsrail’e dönüş yolunda olduğu bilgisini paylaştı. Bu gelişmeler yaşanırken, İsrail Batı Şeria ve Ürdün sınırındaki sınır kapısını kapattı. Allenby Köprüsü olarak bilinen geçiş noktası, yaklaşık iki milyon Filistinlinin bölgeden dış dünyayla bağlantısını kesmiş durumda. Ayrıca, bölgedeki ulaşım yolları ve ticaret hacmi ciddi ölçüde sekteye uğradı.
Batı Şeria’daki çoğu Filistinlinin, İsrail havaalanları ve sınır kapılarından seyahat etmesi kısıtlandığı gibi, bölgenin uluslararası ticarete bağlı önemli noktalarından biri olan Allenby Köprüsü’nün kapanması, bölgedeki ekonomik ve insani durumu olumsuz etkiliyor. Bu önlemler, herhangi bir resmi gerekçe gösterilmeden uygulanıyor ve Filistinli liderlerde ciddi endişelere yol açıyor.
İsrail’in Yerleşim Politikası ve Bölgesel Etkiler
1967’den sonra Batı Şeria’da kurulan ve illegal kabul edilen yerleşimler, bölgenin demografik ve coğrafi yapısını ciddi biçimde değiştirdi. İsrail kontrolü altındaki yol ve altyapı sistemleriyle bölgenin iç kısımlarına erişim kolaylaştırılırken, Filistin topraklarını giderek bölerek bütünleşmeyi engelliyor. E1 projesi kapsamında Doğu Kudüs ve Batı Şeria arasında 3400 konut inşa edilmesi planlanıyor. Bu proje, bölgedeki Filistin’in bağımsızlık arzularını zayıflatacağı endişesiyle uluslararası alanda tepkiyle karşılandı.
İsrail yerleşimleri, uluslararası hukuk hükümlerine aykırı olmakla beraber, yaklaşık 700 bin yerleşimci tarafından kontrollü olarak yaşıyor. Bölgedeki toplam Filistinli nüfusu ise yaklaşık 3 milyon civarında. Son dönemlerde, özellikle Hamas’ın 7 Ekim saldırısı sonrası, bölgedeki yerleşimci şiddeti ve devlet baskısı artarken, İsrail yönetimi ise bu uygulamaları savunuyor. Filistin Dışişleri Bakanlığı ise, bu adımları “soykırım ve yerinden etme” suçlarının devamı olarak nitelendiriyor.