Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

ABD’nin İran ve Ukrayna Stratejisinde Yeni İnsansız Savaş Teknolojileri Hamlesi

ABD’nin İran ve Ukrayna stratejisinde yeni insansız savaş teknolojileri hamlesiyle bölgedeki güç dengeleri değişiyor. Detaylar ve analizler için okuyun.

ABD'nin İran ve Ukrayna

ABD Ordusu, İran yapımı kamikaze dronlarının oldukça etkili olduğu saldırılardan sonra kendi özel insansız hava aracı sistemlerini geliştirmeye yöneldi. Özellikle Ortadoğu’da Amerikan üslerine yönelik gerçekleştirilen saldırılarda görülen Shahed-136 modellerinin tersi mühendislik çalışmalarıyla yeni sistemlerin üretimi hız kazanıyor. Bu yeni ekipmanlar, ABD’nin drone savaşındaki taktiklerini köklü biçimde değiştirme çabalarının bir parçası olarak ortaya çıkıyor.

ABD Savunma Bakanlığı, bu yeni insansız saldırı sistemlerine “FLM 136” veya “Lucas” adlarını verirken, bu sistemlerin Amerikan askerleri tarafından kullanılacağını açıkladı. Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan yetkililer, bu yeni birimlerin bilinmeyen bir noktaya konuşlandırılacağını belirtti. Pentagon’un, İran’a ait Shahed tipi dronların ölümcüllüğü konusunda yakından bilgi sahibi olduğu biliniyor. Ocak 2024’te İran’ın yaptığı bir Shahed saldırısı, Ürdün sınırındaki Amerikan karakolunu hedef almış ve üç ABD askerinin hayatını kaybetmesine neden olmuştu.

Bir üst düzey Amerikan yetkilisi, CNN’e yaptığı açıklamada, bu hamlenin “İran’a karşı geliştirilen saldırı stratejisinin tersine çevrilmesi” olduğunu ifade etti. Ayrıca, yeni adımların, “RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI STRATEJİLERİNİ DE DEĞİŞTİRME” amacını taşıdığı kaydedildi.

Stratejik Değişimin Nedenleri ve Amaçları

Pentagon’un odak noktası, insansız hava araçlarında düşük maliyetli, seri üretilebilir ve seri saldırı yapabilen sistemlerin geliştirilmesine yönelmek. Özellikle Ukrayna’daki savaşta, küçük ve ucuz dronların saldırı sırasında yarattığı yıkıcı etkiler, ABD’deki savunma yaklaşımını köklü biçimde değiştirdi. Eskiden yüksek maliyetli ve teknolojik olarak üstün sistemler kullanmayı tercih eden ABD, şimdi daha çok uygun fiyatlı ve sayıca fazla drone ile saldırı stratejileri uygulamayı hedefliyor. Donald Trump döneminde, İranlı General Kasım Süleymani’nin Bağdat’ta gerçekleştirilen bir Reaper saldırısıyla öldürülmesi, bu tür teknolojilerin önemini açıkça gösterdi.

Yeni Sistemlerin Teknik Özellikleri ve Etkisi

Arizona merkezli SpektreWorks firmasının verilerine göre, Lucas dronlarının teknik özellikleri şu şekildedir:

  • Yaklaşık 2,5 metre kanat açıklığı
  • 3 metre uzunluk
  • Uçuş süresi yaklaşık 6 saat

İran yapımı Shahed dronları ise daha uzun menzilli ve daha büyük patlayıcı taşıma kapasitesiyle öne çıkıyor. Her iki sistem de, hedefe doğrudan çarpıp patlayan “intihar dronu” özelliğiyle donatılmıştır. Uzmanlar, bu sistemleri “uçan dev bir el bombası” olarak tarif ediyor. Ayrıca, uzmanlara göre bu tip dronlar tekil saldırılar yerine, onlarca araçlık sürü saldırılarında daha etkin oluyor.

Saldırı Gücü ve Yeni Teknolojilerin Uygulanması

ABD’nin yeni saldırı birimi olan “Task Force Scorpion Strike” veya “Akrep Saldırı Gücü” olarak adlandırılan yapı, ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı’nın kontrolünde göreve başlamış durumda. Bu birliğin yaklaşık 20-25 askerle donatıldığı ve kaç drone veya birimle saldırıya geçeceği konusunun ise açıklanmadığı biliniyor. Uzmanlar, temel stratejinin, ucuz ve seri üretim dronlarla düşman savunmasını zorlayıp, yüksek maliyetli füze ve sistemleri tüketmek olduğunu belirtiyor. Pentagon’un, bu alandaki gecikmişliklerini kabul ettiği ve Ukrayna, Hamas, Hindistan gibi bölgelerdeki gelişmeler ışığında hızlıca yeni yaklaşımlar geliştirdiği görülüyor.