Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

AB’nin Küçük Paket Gümrük Vergisi Kararı ve Türkiye’ye Etkileri

AB’nin küçük paket gümrük vergisi kararı ve Türkiye’ye etkileri hakkında bilgilendirici detaylar. Gümrük işlemlerinizde güncel gelişmeleri takip edin.

AB'nin küçük paket gümrük

Avrupa Birliği (AB), dış ülkelerden gelen ve 150 euro’nun altında olan küçük paketlere yönelik yeni bir düzenleme getirmeyi planlıyor. Bu kararla birlikte, 1 Temmuz 2026 tarihinden itibaren AB sınırları içindeki her küçük paket için 3 euro tutarında gümrük vergisi uygulanacak. AB resmi verilerine göre, 2024 yılında toplamda 2 milyar paket arasında %91 oranında Çin menşeli ürünler bulunuyordu. Uzmanlar bu yeni düzenlemenin, Çin’in düşük maliyetli e-ticaret modeline önemli bir darbe vuracağını öngörüyor.

Asset Worldwide Express Genel Müdürü Onur Tekin, alınan kararın özellikle Türkiye açısından önemli fırsatlar sunduğunu belirtiyor. Tekin’e göre, 3 euro sabit vergi, Çin’deki 1-5 euro arasındaki fiyatlandırma yüzünden zorluk yaşayan Çinli satıcıların iş modelini ciddi şekilde zorlayacak. Bu yeniden düzenlemenin, Çin’i yavaşlatırken Türkiye’yi hız ve tedarik avantajıyla öne çıkaracağını söylüyor. Türkiye’nin kara ve hava yolu lojistik altyapısının, AB tüketicisinin beklentilerine yanıt verebilecek seviyede olduğunu vurguluyor.

Türkiye’nin Stratejik Avantajları ve Hızın Önemi

Tekin’e göre, AB’nin yeni vergilendirme adımları Türkiye’yi üç temel stratejik alanda güçlendirecek. Birincisi, sevkiyat sürelerinin belirgin şekilde azalması; Çin’den sevkiyatlar 7-20 gün sürerken, Türkiye’den 2-4 gün içerisinde kara yoluyla, 24-48 saat içinde ise hava yoluyla teslimat yapılabiliyor. Bu hızlı teslimatların ön plana çıkması, Avrupa’daki tüketici tercihlerinde de önemli değişiklikler yaratıyor. Artık ucuz fiyatlar kadar, ürünlerin zamanında teslim edilmesi de müşterilerin tercihinde kritik bir rol oynuyor. Ayrıca, Türkiye’nin kısa teslimat süreleri sayesinde oluşan olumlu algı ve güvenlik avantajı da, Çin ürünleriyle kıyaslandığında Türkiye menşeli ürünlerin tercih edilmesini artırıyor.

Bu gelişme sadece ekonomik değil, aynı zamanda stratejik bir adım olarak görülüyor. Avrupa, uzak Asya yerine yakın ülkelerden tedarik yapmayı tercih ediyor ve Türkiye, bu noktada doğal bir aday haline geliyor. Çin menşeli ürünler kalite ve güvenlik açısından şüphe uyandırırken, Türkiye’nin yakınlığı ve güvenilirliği ön plana çıkıyor.

Türk Firmaları ve Uygulama Tavsiyeleri

Uzmanlar, Türk firmalarının bu avantajlardan azami düzeyde yararlanabilmesi için çeşitli stratejiler benimsemeleri gerektiğine dikkat çekiyor. Ucuzluğun rekabet avantajı değil, hız ve şeffaflık gibi değerlerle desteklenmesi gerektiğine vurgu yapılıyor. Tekin, özellikle yakın depo yatırımlarını, IOSS ve ETGB süreçlerinin otomasyonunu ve lojistik verilerinin dijitalleştirilmesini öneriyor.

Bu adımlar, Türk şirketlerinin AB pazarında rekabet güçlerini artıracak ve önümüzdeki iki yılı ‘altın dönem’ haline getirecek fırsatların kapısını aralayacaktır. Avrupa’nın bu yeni vergilendirme politikası, Türkiye’yi güçlendiren ve hızla değişen uluslararası ticaret ortamında avantaj sağlayan bir dönüm noktası olarak görülüyor.