İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Hülya Ensari, afetler ve acil durumların, bireylerin ve toplumların ruh sağlığını koruma açısından hayati önemi taşıdığını vurguladı. Her yıl 10 Ekim’de kutlanan “Dünya Ruh Sağlığı Günü” kapsamında bu yılın teması “Hizmetlere Erişim – Afet ve Acil Durumlarda Ruh Sağlığı” olarak belirlenmiş olup, Ensari bu konuya dikkat çekti.
Günümüz dünyasında artan küresel belirsizlikler ve krizler nedeniyle ruh sağlığını koruma gerekliliği daha da önemli hale gelmiştir. Afetler, savaşlar, ekonomik sıkıntılar ve pandemi gibi olaylar, insanların yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik açıdan da derin etkiler bırakmaktadır. Bu durum, bireylerin ve toplumların dayanıklılığını doğrudan etkileyebilir. Güçlü ruh sağlığı, krizlerle başa çıkmak ve toplumsal direnci artırmak için temel bir unsurdur ve bu süreçte ruh sağlığı hizmetlerine erişimin önemi büyüktür.
Ruh Sağlığına Yatırımın Toplumsal Faydaları
Ruh sağlığına yapılan yatırımlar, toplumların daha dirençli ve iyileşmeye hazır hale gelmesine katkı sağlar. Afet sonrası sunulan psikososyal destekler kaygı, stres ve travma belirtilerini hafifletmeye yardımcı olurken, güven duygusunun yeniden inşasında ve toplumsal uyumun güçlendirilmesinde de kritik rol oynar. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, afet ve acil durumların etkilediği kişilerin yaklaşık %20’sinde depresyon, anksiyete veya travma sonrası stres bozukluğu görülebilir. Bu nedenle, kriz dönemlerinde ruh sağlığı hizmetlerinin temel sağlık hizmetleri ile entegre edilmesi gerekir.
Sağlıklı bir toplumun temelinde, bireylerin ruh sağlığını koruma ve destekleme çabası yatar. Düzenli uyku, dengeli beslenme ve fiziksel aktivite, ruhsal direnci artıran temel unsurlar arasındadır. Ayrıca, aile ve arkadaşlarla yapılan sağlıklı iletişim, stresle başa çıkmada büyük destek sağlar. Duyguları açıkça ifade etmek ve paylaşmak, içsel yükü hafifletir. Düşük ruh hali veya kaygı belirtileri devam ederse, uzman desteği almak önem kazanmaktadır.
Toplumsal Dayanışmanın Gücü
Çabalarda ve kriz zamanlarında toplumsal dayanışma büyük bir güç kaynağıdır. Gönüllü faaliyetler, yardım organizasyonları ve destek ağları, iyileşme ve toparlanma süreçlerine katkı sağlar. Ensari’nin de belirttiği gibi, “Ruh sağlığı, yalnızca bireysel değil, aynı zamanda toplumların ortak sorumluluğudur”. Bu nedenle, herkesin bu konuda farkındalık sahibi olması ve ruh sağlığını koruma yönünde adımlar atması önemlidir.
Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi olarak, bu özel gün vesilesiyle toplumumuzun ruh sağlığını güçlendirmek adına bilinçlendirme çalışmalarına devam ediyoruz. Birlikte hareket ederek, kriz dönemlerinde dayanışmayı artırmak ve ruh sağlığı hizmetlerine kolay ulaşımı sağlamak, sağlıklı bir toplumun temelidir. Unutmayalım: Ruh sağlığı olmadan, genel sağlık ve yaşam kalitesinden söz etmek mümkün değildir.