Almanya Başbakanı Friedrich Merz, Rusya-Ukrayna savaşının sona erdirilmesi yönündeki çabalarda, Amerikan yönetiminin hafta sonunda yapmayı planladığı değerlendirmelerin önemli olacağını vurguladı. Merz, toprak tavizi konusunun öncelikle Ukrayna Devlet Başkanı ve halkı tarafından kararlaştırılması gerektiğine işaret ederek, “Ukrayna’nın hangi bölgeleri veya tavizleri sağlamaya hazır olduğu sorusuna cevap vermek, esasen Ukraynalı liderlerin ve halkın inisiyatifindedir” dedi.
Berlin’de düzenlenen NATO toplantısı sonrası yapılan ortak basın açıklamasında, Merz, Rusya ile yaşanan savaşın sona erdirilmesine yönelik son durumu ve yeni gelişmeleri değerlendirdi. Kendisi ve diğer Avrupa liderlerinin, ABD Başkanı Donald Trump ile yakın zamanda gerçekleştirdikleri telefon görüşmelerinin, sürecin ilerlemesine katkı sağladığını belirtti. Merz, “Dünyanın başka bir köşesinde yaşanmakta olan bu kriz, son haftalarda ABD’nin girişimi sayesinde yeni bir ivme kazandı. Ukrayna Devleti Başkanı Vladimir Zelenskiy ile, Avrupa’nın diğer ülkeleriyle ve Donald Trump ile sürekli iletişim halindeyiz ve ortak çalışmalarımız yoğun devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Özellikle, müzakerelerin üç ana hedefi olduğunun altını çizen Merz, bunları şöyle sıraladı: Ukrayna’da çatışmaların durdurulmasını sağlayacak bir ateşkes, güvenlik garantileri ve yeni müzakerelerde Avrupa’nın çıkarlarının korunması. Avrupa Birliği ve NATO’nun birlik ve bütünlüğünün muhafaza edilmesi gerektiğine vurgu yapan Merz, “Ukrayna halkı, kendilerinin kabul edip etmeyeceği bir barış anlaşmasına zorlanamaz. Bu nedenle, Ukrayna Devlet Başkanı ve halkı, toprak tavizleri konusunda nihai kararı kendi iradeleriyle vermelidir” dedi.
Ukrayna’ya Destek ve Toprak Tavizi Konusu
Merz, “Ukrayna’nın yanında duruyoruz ve bu doğrultuda Moskova üzerindeki baskıyı artırmaya devam edeceğiz. Ukrayna’ya büyük desteğimizi sürdüreceğiz ve Rusya’nın Avrupa’daki varlıklarını kullanarak Ukrayna’nın gelecekteki saldırılara karşı etkili korunmasını sağlayacağız” diye ekledi. Ayrıca, Avrupa’nın güvenlik, istikrar, barış ve özgürlük talebinin, Ukrayna’yı da kapsayacak şekilde güçlendirilmek istediğinin altını çizdi.
Başbakan Merz, savaşın sonlandırılması yönünde Amerika Birleşik Devletleri’nin hafta boyunca yapacağı görüşmelerin kritik olduğunu ifade ederek, “Burada esas konu, Ukrayna’nın hangi bölgeleri ve hangi tavizleri vermeye hazır olduğu sorusudur. Fakat bu kararı, öncelikle Ukrayna Cumhurbaşkanı ve halkı vermelidir” dedi.
Berlin’de Yaklaşan Ukrayna Zirvesi ve Uluslararası İş Birliği
Önümüzdeki hafta başında Berlin’de gerçekleşecek toplantılar hakkında bilgi veren Merz, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve İngiltere Başbakanı Keir Starmer’ın da katılımıyla ortak bir zirve gerçekleştirileceğini duyurdu. Bu toplantının hazırlık sürecinde Amerika Birleşik Devletleri’nin tutumu ve ortak belge üzerinde çalışmaları büyük önem taşıyor. Merz, “Dünkü telefon görüşmemizde Başkan Trump, bu yol haritasına katılmaya hazır olduğunu net bir şekilde belirtti. Bu işbirliğimizin başarıyla ilerleyeceğine inanıyorum çünkü Cumhurbaşkanı Trump, Avrupa’nın kendi çıkarlarını ön planda tutmasının gerekliliğini biliyor” ifadelerini kullandı.
Merz, ayrıca, Avrupa Konseyi’nin önümüzdeki hafta toplanarak, dondurulmuş Rus varlıklarının Ukrayna için kullanılmasına ilişkin kararını verebileceğine inandığını ifade etti. “Ukrayna, 2026 yılının ilk çeyreğinde ihtiyaç duyduğu finansmanı sağladı, ancak tüm yıl boyunca ek kaynaklara ihtiyaç duyulabilir. En uygun çözüm, Rus varlıklarının kullanılmasıyla ilgili garantiler sunmak olacaktır; önerdiğim yöntem ise, AB bütçesine dayalı ve Rus varlıklarıyla teminat altına alınan kredilerdir. Süreç yoğun şekilde devam ediyor ve görüşmeler hızla ilerliyor” diye ekledi.
ABD-AB İlişkileri ve Güvenlik Anlayışları
Başbakan Merz, ABD’nin Ulusal Güvenlik Stratejisi’nde yer alan ve Avrupa’ya yönelik eleştiriler sorusuna ise, “Amerika Birleşik Devletleri’nin NATO ittifakına bağlılığı güçlü ve sürdürülebilir görünmektedir. Taraflar arasında herhangi bir anlaşmazlık veya kopma yok. ABD, bu stratejide, Avrupa’ya olan güvenliği ve ortak savunma konularını yineledi. Avrupa’nın güvenliği için, ortak hareket ve işbirliği hayati önem taşımaktadır” şeklinde yanıt verdi.
Rutte ise, “NATO’nun gücünü koruma ve genişleme politikası, Avrupa’nın güvenliği açısından temel unsurlardır. Bu nedenle, Amerika’nın stratejileri uluslararası güvenlik için kritik olsa da, Avrupa’nın kendi savunma kapasitesini geliştirmeye devam etmesi gerekebilir” dedi. Görüşmelerde, hem ABD’nin hem de Avrupa’nın ortak çıkarları için dayanışma ve güç birliğinin devam edeceği vurgulandı.
