Nöbetçi Eczaneler
Almanya’da 2000-2007 yılları arasında gerçekleşen ve 10 kişinin yaşamını yitirdiği neo-Nazi terör örgütü NSU’nun saldırılarında hayatını kaybedenlerin ailesi, adaletin sağlanması ve tetikçilerinin hukuki sorumluluklarının yerine getirilmesi adına güçlü bir ses oluyor. Beate Zschaepe’nin erken tahliyesine karşı çıkan imzalar, Almanya’nın çeşitli şehirlerinde düzenlenen etkinliklerde ilgili milletvekillerine teslim edilerek kamuoyunun ve mağdurlar ailesinin beklentisini yansıtıyor.
Cinayetlerin ardından ailesi itibarıyla derin acılar yaşayan Semiya Şimşek, Gamze Kubaşık ve Mandy Bulgarides, yaşadıkları travmanın boyutunu ve adalet taleplerini dile getirerek, her geçen gün büyüyen özlem ve belirsizlik hissinin altını çiziyorlar. Semiya Şimşek, babasının öldürülüşüyle ilgili yaşadıkları acıyı ve neden hala sorumluların adil bir şekilde cezalandırılmadığını sorgulayarak, “Her gün onun için yas tutuyor ve neden böyle olaylarla yüz yüze kaldığımızın cevabını bekliyoruz” ifadesini kullanıyor.
Benzer şekilde, Mehmet Kubaşık’ın ailesi de adaletin sağlanması için çağrıda bulunuyor. Gamze Kubaşık, devletin yaşananları önemsemediğini ve suçlananların desteklenmesine karşılık mağdurların mücadele etmek zorunda kalmasını eleştirerek, “Biz sadece kayıplarımızı değil, aynı zamanda güvende hissetme hakkımızı da yitirdik” diyor. Suçluların ortaya çıkması ve hak ettikleri cezayı alması talebi güç kazanıyor.
Yurt dışında yaşayan diğer mağdurların aileleri de acılarını dile getiriyor. Mandy Bulgarides, yaşadıkları bu travmanın hala ilk günkü gibi canlı olduğunu belirterek, Almanya’daki milyonlarca insanın Zschaepe’nin tahliyesine karşı durduğunu ve bu konuda farkındalık yarattığını aktardı. Toplanan 150 bin imza, ailesel ve toplumsal adaletsizliğe dikkat çekmek amacıyla Federal Meclis’e teslim edildi.
Bu imza teslimatıyla birlikte, temsilciler olayın takipçisi olacaklarını ve gerekçeleriyle bu konuyu meclis gündemine taşıyacaklarını belirttiler. Ayrıca, NSU’nun karanlık ve karmaşık geçmişi de kamuoyu önünde yeniden tartışılıyor. 2011 yılında ortaya çıkan olaylar, güvenlik güçlerinin yıllarca suç örgütünü fark edememiş olması ve örgüt üyelerinin geçmişte muhbirlik ilişkileri kurduğu ortaya çıktıktan sonra büyük bir tartışma konusu haline gelmişti.
Uwe Böhnhard ve Uwe Mundlos’un 2011’de banka soygunundan sonra kendi imkanlarıyla yakalandıkları ve intihar ettikleri öne sürüldü. Beate Zschaepe ise örgütün tek faal üyeleri olarak yargılanarak, 11 Temmuz 2018’de ömür boyu hapis cezası aldı. Uzun süre küresel ve yerel güvenlik güçlerinin gözünden kaçan bu olaylar, Almanya’nın neo-Nazi tehditlerine karşı savunmasında ciddi bir açık olduğunu gösterdi.