BM Genel Kurulu, dünya liderlerinin ve uluslararası temsilcilerin en önemli diplomatik platformlarından biri olarak kabul edilir. Bu salonda gerçekleşen konuşmalar ve olaylar çoğu zaman geniş kitlelere ulaşmamakla birlikte, tarihi ve sembolik açıdan büyük öneme sahiptir. Bu içerikte, geçmişten günümüze kalan en çarpıcı ve unutulmaz anları sizi yeniden hatırlamaya davet ediyoruz.
1. Fidel Castro’nun Dünya Rekoru Kıran Konuşması
1960 yılında Küba lideri Fidel Castro, BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmayla Guinness Rekorlar Kitabı’na girmeyi başardı. Sadece 19 ay sonra gerçekleşen bu duygu ve düşünce dolu konuşma toplamda 4 saat 29 dakika sürmüştü. Bu özelliğiyle, BM tarihindeki en uzun konuşmayı yapma rekorunu elinde tutuyor. Castro’nun başlangıç sözleri ise, kısa ve öz olmak yerine, halkın dikkatini çekmek için uzun ve etkileyici olmuştu: “Uzun konuşmalarımızla tanınsak da, kaygılanmayın. Kısa tutmak için elimizden geleni yapacağız.”
2. Nikita Kuruşçev’in Ayakkabı Vuruşu ve Sürprizi
1960 yılının Ekim ayı ortasında, Sovyetler Birliği lideri Nikita Kuruşçev, BM Genel Kurulu’nda ortaya çıkan bir gerilim sırasında kendi tarzını ortaya koydu. Bir filyistinli delegenin Doğu Avrupa politikalarına ilişkin eleştirilerine karşılık olarak öfkesini gösterdi ve kürsüye çıktı. Kirli ayakkabısını çıkartıp hareketiyle vurduğunda, bu olay dünya basınında geniş yankı uyandırdı. Tarihçi William Taubman, Kuruşçev’in ayakkabısını gerçekten kürsüye vurmadığını, bunun yerine tepki göstermek amacıyla havada salladığını belirtti—bu olay, o günlerde turistler ve basın tarafından en çok konuşulan konulardan biri oldu.
3. Arafat’ın Barışın Sembolü Olması
Filistin Halklarının temsilcisi Yaser Arafat, 1974 yılındaki BM Genel Kurulu’ndaki tarihi konuşmasıyla dünya kamuoyunun ilgisini çekti. Söylemlerinde FKÖ’nün mücadelesinin meşruluğunu dile getirerek, bir elinde zeytin dalı diğer elinde silahıyla geldiğini belirtti. “Bir elimde zeytin dalı, diğerinde özgürlük mücadelesi yapan bir silah.” sözleriyle barış ve direniş mesajı verdi. Bu konuşma sonrası FKÖ, BM’de gözlemci statüsü kazandı ve Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını tanıyan kararlar alındı.
4. Idi Amin’in İngilizce Konuşmayı Reddetmesi ve Protestolar
Uganda diktatörü Idi Amin, 1975’te BM genel kurul seçkinleri arasında yer aldı. Fakat, İngilizceyi resmi dil olarak kullanmak istemedi ve yeni temsilcisini kürsüye çağırdı. Kendisi ise, konuşma metnini hazırlamadı ve yerel diliyle ülkesini temsil etti. Amin, uluslararası kuruluşları ve standartları eleştirirken, kendi ulusal gerçeklikleri ve politikaları doğrultusunda hareket etti. Bu tutum, onun sadece bir meydan okuma değil, aynı zamanda diplomatik protokol dışı bir davranış olarak ön plana çıktı.
5. Chavez’in Çılgınca Konuşması ve Dünyayı Şaşırtması
2006 yılındaki BM Genel Kurulu’nda Venezuelalı lider Hugo Chavez, sert ve etkili sözlerle büyük tartışmalara yol açtı. Özellikle ABD Başkanı George W. Bush’a yönelttiği aşağılamalar ve sözleri, medyada geniş yer buldu. “Dün buradaydı, tam burada şeytan!” ifadesiyle başlayan konuşması, dünyanın birçok kanalında yaygın olarak gösterildi. Ayrıca, Noam Chomsky’nin “Hegemonya ya da Hayatta Kalma” adlı kitabını tavsiye ederek, küresel güç dengelerine dikkat çekti.
6. Muammer Kaddafi’nin Uzun ve Yüksek Tonlu Talep Listesi
Libya lideri Muammer Kaddafi, 2009’da yaptığı 100 dakikalık konuşmasında, BM Güvenlik Konseyi’nin adını değiştirerek, onun yapılandırılmasını talep etti. Toplantısında birçok suçlamada bulundu; ABD’yi ve diğer büyük güçleri sert sözlerle eleştirdi. “Güvenlik Konseyi, Terör Konseyi olmalı!” talebinde bulunan Kaddafi, aynı zamanda çeşitli komplo teorilerini de dile getirdi. Bu konuşma, o dönemin en uzun ve en etkili ifadelerinden biri olarak kayıtlara geçti.
7. İran Cumhurbaşkanı’nın 11 Eylül Teorisi
Mahmud Ahmedinejad, 2010 yılındaki BM görüşmelerinde, 11 Eylül saldırılarının ardındaki kendi iddialarını dile getirerek, olayların bir komplo olduğunu öne sürdü. “ABD içindeki bazı güçler, Ortadoğu’yu istikrarsızlaştırmak ve İsrail’i korumak için saldırıları örgütledi” dedi ve diplomatik temsilcileri protesto etmek için geri çekildiler. Bu hareket, organizasyon içinde büyük yankı uyandırdı ve çeşitli ülkelerin elçilikleri tarafından kınandı.
8. Donald Trump ve Kuzey Kore Tehdidi
2017 yılında yaptığı konuşmada, ABD Başkanı Donald Trump sert ifadelerle Kuzey Kore’yi uyardı ve “tam anlamıyla yerle bir etmek”le tehdit etti. “Kendilerini nükleer silahlarla donatan bu haydutlar, dünyada barış ve güvenlik için en büyük tehlikeyi oluşturuyor. Müttefiklerimizi ve kendimizi savunmak zorundayız.” şeklinde ifadeler kullandı. Bu açıklama, küresel liderlerin şaşkınlıkla izlediği ve büyük yankı uyandıran bir tehdit oldu.