Ermaden iştiraki olan Ereğli Demir Çelik Fabrikaları T.A.Ş. (ERDEMİR) bağlı işletmelerden Çiftay, yürüttüğü küçülme politikası gerekçesiyle çalışanlara yönelik işten çıkarmalara başladı. Sivas’ın Divriği ilçesinde faaliyet gösteren firma, 10 Ekim itibarıyla toplam 18 işçinin iş akdini feshetti. İşçilerin ifadelerine göre toplam işten çıkarılma sayısı 200’e ulaşabilir ve bu durum, işçilerin yaşamlarını ve geçim kaynaklarını ciddi şekilde etkilemeye devam ediyor. İşten çıkarmaların ardındaki gerçek nedenlerin şirketin kendince küçülme gerekçesine dayandığını belirten işçiler, bu uygulamanın asıl amacının sendikal örgütlenmeyi engellemek olduğunu dile getiriyorlar.
Çiftay’ın faaliyet gösterdiği çeşitli alanlarda yaklaşık 10 ilde, özellikle madencilik, enerji, inşaat ve turizm sektörlerinde toplam 800’den fazla çalışan bulunuyor. Yetki sahibi sendika bulunmayan firma bünyesinde, Divriği’deki 250 kişilik iş gücünden yaklaşık %30’u, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Dev Maden-Sen’e üye. İşten çıkarılanlar arasında sendika temsilcileri ve örgütlenmeye çalışan diğer çalışanlar da yer alıyor. İşçilerin söylediklerine göre, çıkarma işlemleri sırasında güvenlik güçleri ve jandarma, şirketin önünde konuşlandırılarak durumu denetliyor.
İşçilerin üzerinde durduğu önemli bir nokta ise, bu çıkışların geçen yıl gerçekleşen zam pazarındaki pazarlık döngüsüyle ve sendika talebini güçlendirmeye dönük çalışmalarla ilişkili olduğu yönünde. Şirket yetkililerinin ise, yeni çalışanlar alımıyla önümüzdeki dönemde örgütlenmenin zayıflatılmasını amaçladığı öne sürülüyor. Ayrıca, bu ay içinde yeni başvuruların değerlendirmeye alınmasıyla birlikte iş gücünün yeniden şekillendirilmek istendiği belirtiliyor. DİSK ve Dev Maden-Sen temsilcileri, şirketin, özellikle aralık ayı ücret görüşmeleri öncesinde örgütlenmeyi bastırmak ve ücret politikalarını kendi lehine çevirmek için bu adımları attığını iddia ediyor.
Tayfun Görgün, bu duruma ilişkin değerlendirmesinde, uzun yıllardır çalışan ve sağlık sorunları yaşayan bazı işçilerin bilinçli olarak işten çıkarıldığını ifade ediyor. Görgün’e göre, küçülme iddiasının ekonomiye ve piyasalara hiçbir dayanağı bulunmamakta; dünya demir cevheri fiyatlarında düşüş, talepte azalma gibi gelişmeler olmamasına rağmen, şirket düşük maliyetli ve “sessiz” bir iş gücü yaratmak amacıyla işçiler üzerinde baskı kuruyor. Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgelerindeki yeniden inşa süreçleriyle artan talep beklentileri dikkate alındığında, şirketin küçülme bahanesinin ekonomi koşullarıyla bağdaştırılamayacağı açıkça görülüyor. Bu uygulamalar, sendikal hareketin güçlenmesine engel olma ve çalışanların haklarını zayıflatma hedefi taşıyor.