Çin hükümeti, ülkenin azalan doğum hızını dengelemek amacıyla önemli bir vergi düzenlemesine gitti. 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren, prezervatif, doğum kontrol hapı ve spiral gibi doğum kontrol ürünlerine %13 oranında katma değer vergisi uygulanacak. Bu hamle, daha önce uzun yıllar süren vergi muafiyetlerinin sona erdiğini gösteriyor ve devletin aile planlaması politikalarında önemli bir dönüm noktasını temsil ediyor.
Vergi muafiyeti sona erdi ve yeni önlemler devreye giriyor
Bu karar, 1993 yılından beri uygulanan vergi muafiyetinin sona ermesine neden oldu. Yetkililer, bu adımın hızla düşen doğum oranları ve yaşlanan nüfus yapısına yanıt olarak alındığını belirtti. Çin Ulusal İstatistik Bürosu’nun verilerine göre, 2024 yılında doğan bebek sayısı yaklaşık 9,5 milyon olarak kaydedildi; bu, 2019 yılındaki 14,7 milyonluk doğum sayısına kıyasla yaklaşık %35’lik ciddi bir azalmayı gösteriyor. Yıldızlı ve kısa süreli artışlar yaşansa da, genel trend azalmaya devam ediyor. Bu durum, Çin’in dünya nüfusu sıralamasında Hindistan’ın önüne geçmesine engel olmaya başladı.
Geçmişte uygulanan sıkı nüfus politikaları ve yeni düzenlemeler
Çin, 1980’lerde başlayan ve 2015’e kadar devam eden tek çocuk politikası sayesinde nüfusu uzun süre kontrol altında tuttu. Ancak, bu politika 2015 yılında iki çocuk, 2021’de ise üç çocuk iznine dönüştürülerek aşamalı şekilde gevşetildi. Hükümet, doğurganlığı arttırmak amacıyla bu süreçte teşvik edici adımlar attı ve doğum kontrolü uygulamalarını destekledi. Ancak, şimdi alınan karar ile bu politikalara ters düştüğü ve eleştirileri beraberinde getirdiği belirtiliyor.
Sağlanan yeni sosyal destekler ve artırılmış aile imkanları
Çin yönetimi, doğurganlığı teşvik etmek amacıyla çeşitli sosyal destekleri devreye almayı planlıyor. Bunlar arasında; annelik izin süresinin 128 günden 158 güne çıkarılması, babalık izninin uzatılması ve 2025 yılından itibaren doğan çocuklar için yıllık 500 dolarlık devlet desteğinin sağlanması yer alıyor. Bu adımlar, nüfusu yeniden canlı tutmak ve aileleri teşvik etmek adına atılan önemli adımlar olarak görülüyor.
Türkiye’de de doğum oranlarındaki düşüş endişe yaratıyor
Hatırlanacağı üzere, Cumhurbaşkanı Erdoğan yakın zamanda yaptığı açıklamada, Türkiye’deki toplam doğurganlık hızının 1,48’e gerilediğini ve bunun büyük bir felaket olduğunu vurgulamıştı. Erdoğan, “Bu, savaşlardan bile daha büyük bir tehdit” ifadesiyle endişelerini dile getirdi. Her iki ülkenin de politikaları ve artan endişeleri, uluslararası düzeyde nüfus dengeleri açısından ciddi bir gelişme ve uyarı olarak algılanıyor.
