Sentix tarafından gerçekleştirilen araştırmaya göre, ekim ayına ait Euro Bölgesi’nin yatırımcı güveni önemli ölçüde toparlanma kaydetti. Geçen ay eksi 9,2 olan endeks, bu ay 3,8 puanlık artışla eksi 5,4 seviyesine yükselerek yatırımcıların beklediği iyileşmeye işaret etti. Bu gelişme, ekimde beklentilerin biraz daha olumlu olmasına rağmen, endeksin negatife yakın seyretmeye devam ettiğini gösteriyor.
Gelecek döneme ilişkin beklentileri ölçen Endeksler ise yükseliş gösterdi. Yatırımcıların önümüzdeki 6 ay için umutlarının arttığını ortaya koyan Beklentiler Endeksi 0,8’den 5,8’e çıkarak, genel iyimserlik sinyali verdi. Aynı zamanda, mevcut ekonomik durumu yansıtan Endeks de 18,8’den 16’ya yükselerek, ekonomideki genel durumu biraz hafifçe olumluya yaklaştırdı.
SENTİX’TEN İyileşme ve Yatırımcı Güveni
Sentix’in açıklamasına göre, uluslararası gelişmeler Euro Bölgesi’nde yatırımcıların güvenini artırıcı etkili oluyor. Japonya hariç Asya kıtasında belli bir ivme yakalanırken, endeks 18,1 puana yükselerek Şubat 2022’den beri görülen en yüksek seviyeye ulaştı. Bu gelişmenin yanı sıra, yatırımcıların ABD ekonomisine olan güveninde de bir iyileşme gözlemleniyor. Hükümetlerin kapanışlarına rağmen, ekonomi ve beklentilerin olumlu yönde seyretmesi şaşırtıcı olarak değerlendirildi.
İki yıldan uzun süredir devam eden yatırımcı anketi, 2-4 Ekim tarihleri arasında 1.138 katılımcıyla gerçekleştirildi.
Almanca Ekonomik Görünümde Ciddi Bir İyileşme
Euro Bölgesi’nin en büyük ekonomisi olan Almanya’da, Sentix yatırımcı güveni ekimde belirgin bir artış gösterdi. Endeks, 6,3 puan artış ile eksi 17,9 seviyesine yükseldi. Alınan bu sonuç, Almanya ekonomisinin hafifçe toparlandığını gösteriyor. Mevcut durum endeksi ise dün eksi 39 iken, bu ay eksi 36,5’e yükseldi.
Sentix açıklamasında, yatırımcıların ekimde Almanya açısından eylül ayına kıyasla biraz daha olumlu bir tavır sergilemeye başladığı belirtildi. Yine de, beklentilerin hemen sıfıra yakın olması, hâlâ ciddi bir iyimserlik gösterisi bulunmadığını ortaya koyuyor. Uzmanlar, yalnızca sürdürülebilir yapısal değişiklikler ve güvenli alanlar olmadan ekonomik toparlanmanın zorlu olacağını vurguluyor.