Rusya-Ukrayna çatışmasının uzaması, Türkiye için de olumsuz sonuçlar doğurabilir. Bu kötü sonuçlar arasında, özellikle Fener Rum Patriği Bartholomeos’un Türkiye’de daha büyük bir sorun haline gelmesi de yer alıyor. Geçen hafta ABD’de Trump ile görüşen Bartholomeos’un, açıkça Türkiye’yi şikayet ettiği haberleri ciddi endişe yaratıyor. Patriğin, ABD’deki ziyaretinde “gayrimüslimlerin maruz kaldığı baskılar” konusunu gündeme getirip, bu durumu Amerika kamuoyuna anlatması, bazı kesimlerin tepkisini çekerken, bazılarınca ise sessizce karşılanıyor. Bu hareketlerin temel sebebinin, Fener’in Trump yönetimiyle ilişkilerini güçlendirme ve onarma çabası olduğu düşünülüyor.
Fener Rum Patriği’nin, özellikle 2020’de Joe Biden’ın başkan seçilmesiyle birlikte ABD’deki duruşunu net bir şekilde ortaya koyduğu biliniyor. Patriğin, Biden’ı tebrik ettiği ve onun “hür dünyanın lideri” olduğunu vurguladığı biliniyor. Ayrıca, öncesinde Trump’a karşı olumlu yaklaşımını koruyan Fetihler de söz konusu. Trump’ın yeniden iktidara gelmesiyle beraber, Fener Patrikhanesi yeni bir denge arayışına girdi. Hatta, ABD Ortodokslarının başı olan Başpiskopos Elpidophoros’un Trump’ı ziyaret edip, onu Roma İmparatoru Büyük Konstantin’e benzetmesi, ortamın ne kadar abartılı ve belirgin olduğunu gösteriyor. Patriğin bu ilişkileri daha da güçlendirmek istemesi, Lozan’da kendisine tanınan sınırlı alanın dışında, kendisini bütün dünya Ortodokslarının mutlak lideri olarak göstermeye çalışmasıyla ilişkilendiriliyor.
Özellikle ABD’nin bölgedeki etkisi ve Doğu Avrupa’daki Ortodoks halkları Fener aracılığıyla yönlendirme arzusu, bu girişimlere destek veriyor. Ne var ki, diğer Ortodoks kiliseleri, Fener’in bu otoritesini kabul etmiyor. Örneğin, geçen hafta Türkiye’ye gelen Kudüs Patriği Theofilos’un, Fener Patriği ile görüşmemesi ve onun bu duruma tepkisi, bu gerilimin göstergesidir. Ukrayna savaşında ise, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması ve savaşın devam etmesi, Fener’in ve destekçilerinin elini güçlendiriyor. Ukrayna’da Rusya ile bağlantılı kurumlar engellenirken, Rus Ortodoks Kilisesi’nin Ukrayna’daki yapısı tasfiye ediliyor. Fener, bu durumdan yararlanarak, Ukrayna’daki Rus kilise binalarını ve cemaatleri kendine bağlamaya başladı.
Benzer şekilde, Baltık bölgesinde de gelişmeler yaşanıyor. Geçen hafta, Fener Patriği, Letonya’ya yaptığı ziyarette, ülkenin cemaate ve yönetim kademelerine doğrudan bağlantı kurmayı amaçladığını gösterdi. Bu süreçte, bütün Ortodoks cemaatlerin Fener’e bağlanması hedefleniyor. Bu bağlamda, Fener’in, Türk hükümetine karşı güç gösterisi yapması ve “milyonlarca Ortodoksun desteği” olduğunu iddia etmesi dikkat çekiyor. Bütün bu gelişmelerin, Türkiye’deki gayrimüslimlerin haklarıyla ilgisi olmadığını vurgulamak gerekir.
Bazıları, Fener’in Ortodoks dünyasını tek elden yönetebileceği yanılgısına kapılıyor. Trump ile görüşmelerde gördük ki, Fener Patrikliği’nin nasıl lobi çalışmaları yaptığı ve Türkiye’nin çıkarlarıyla ilgisinin ne kadar zayıf olduğu ortaya çıktı. Lozan’da imzalanan düzenin korunması, bu ortamda en hayati mesele haline geliyor. Yani, Türkiye’nin çıkarlarını korumak için, bu dengeyi hiç bozmadan yürümek çok önemlidir.