Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, BM Genel Merkezi’nde düzenlenen uluslararası konferansa, ABD’nin vizesinin iptali nedeniyle doğrudan katılamadı. Bunun yerine, video bağlantısı aracılığıyla mesaja erişti. Abbas, Filistin yönetiminin şeffaflık ve hukukun üstünlüğü ilkeleri çerçevesinde reformlar yapmaya kararlı olduğunu yineledi. Aynı zamanda, Gazze’de yaşanan çatışmaların sona ermesinin ardından, bir yıl içerisinde devlet başkanlığı ve parlamento seçimlerinin yapılacağını duyurdu.
Siyasi otoritenin köklü bir yapıya kavuşması amacıyla, geçici bir anayasal taslağın hazırlandığını ve bu belgenin Filistin Kurtuluş Örgütü’nün programına bağlı kalacağını belirtti. Ayrıca, uluslararası meşruiyetin ve yasaların desteğiyle, hiçbir radikal veya kişisel siyasi hareketin bu yapıya dahil olmayacağını vurguladı. Abbas, çeşitli uluslararası platformlarda kabul gören New York Deklarasyonu’nun önemine değinerek, bu belgeyle ilgili şükranlarını ifade etti ve aşağıdaki temel hedefleri ortaya koydu: insani trajediyi sona erdirmek, uluslararası geçerliliği olan barış ve güvenlik anlaşmalarıyla İsrail ve yanındaki bağımsız Filistin devletinin kurulması.
Hamas ve Gazze Üzerine Net Tavır
“Hamas’ın Gazze’de hiçbir rolü olmayacak” diyen Abbas, Mısır, Katar ve ABD’nin girişimleriyle sürdürülen ateşkes arabuluculuk çabalarını memnuniyetle karşıladı. Ayrıca, Mısır ile Ürdün’ün, zorla yerinden edilen Filistinlileri desteklememe tutumunu takdir etti ve uluslararası toplumun da bu durumu onayladığını vurguladı. Abbas, Filistin devletinin Gazze bölgesinde tek meşru otorite olduğunu ve bu nedenle Hamas’ın yönetimde hiçbir aktif rolü bulunmayacağını açıkça belirtti. Tüm silahlı grupların, silahlarını Filistin Yönetimi’ne teslim etmesi gerektiğine dair vurgularıyla, şu ifadeleri kullandı: “Hamas ve diğer silahlı gruplar, silahlarını Filistin Yönetimi’ne bırakmalıdır.”
İlerleyen süreçte, Filistin’in dünya genelinde artan tanınma hamleleri memnuniyetle karşılanmakta. Abbas, henüz resmi olarak tanımamış ülkelerin, Filistin’i resmen tanımaya davet edilmesi ve BM’ye üyelik başvurularını desteklenmesi çağrısında bulundu. Bu adımlar, Filistin meselesinin uluslararası bütünleşmesini ve barış çabalarını güçlendirmeyi amaçlamaktadır.