Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Fransa’da 27 Gün Süren Başbakanlık Görevinden Sonra Şok İstifa

Fransa’da 27 gün başbakanlık görevi sonrası şok istifa gelişmeleri ve detaylar. Türkiye ve dünya gündemini etkileyen bu olayın tüm yönleri burada.

Fransa'da 27 gün başbakanlık

Fransa’da göreve geldiği kısa süre içinde siyasi gündemi değiştiren bir olay yaşandı. Başbakan Sebastian Lecornu, sadece 27 gün sonra istifa ettiğini açıkladı. Bu ani kararın ardından yaptığı açıklamada, “Başbakan olmak gerçekten zor bir görevdir. Ancak, uygun koşullar sağlanmadığında bu görevi sürdüremeyiz” diye sözlerine başladı.

Fransa hükümeti kısa süre önce siyasi krizle karşı karşıya kalmıştı. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından, Fransız parlamentosundan güvenoyu alamayan François Bayrou hükümetinin düşmesi üzerine, 9 Eylül’de Lecornu yeni hükümetin başına getirilmişti. Fakat, yeni hükümeti kurar kurmaz Lecornu, beklenmedik bir kararla istifa etti. Macron’un, Lecornu’nun istifasını kabul etmesiyle birlikte ülke gündemi yeniden denge bulmaya çalışırken, meclis içinde gerilim ve erken seçim tartışmaları tekrar alevlendi.

Beşinci Cumhuriyet tarihine geçecek kadar kısa süren göreviyle en kısa süre başbakanlık yapan Lecornu, istifa sonrası basın açıklaması yapmak üzere Başbakanlık binasının bahçesine çıktı. Konuşmasına, “Fransız halkına birkaç spontane kelimeyle hitap etmekten mutlu oluyorum” diyerek başladı. Ardından, “Başbakanlık gerçekten zor bir görevdir, fakat koşullar uygun olmadığında bu görevi sürdüremezsin” ifadesini kullandı.

İstifasının sebeplerini anlatan Lecornu, “Son üç haftamda, parlamento çoğunluğunu sağlayıp, hem devlet hem de Sosyal Güvenlik bütçelerini onaylatma için yoğun çaba gösterdim. İşveren kuruluşları, sendikalar ve siyasi partilerle temas kurdum; 2027’ye ertelenemeyecek ekonomik ve sosyal önemli dosyaların zeminini hazırlamaya çalıştım” şeklinde konuştu.

Güçlü İletişim ve Zorlu Koşullar

Güvenlik, ekonomik güçlenme ve uluslararası meseleler gibi kritik alanların yoğun olduğu bir dönemde, ordu ve güvenlik politikaları öncelik kazanmıştı. Lecornu, işverenler ve sendikalarla yaptığı görüşmelerden de bahsederek, “Tüm bu süreçte, çözülememiş uzun vadeli sorunlara somut çözümler getirmeye çalıştım. Bunlar arasında işsizlik sigortası ve sosyal güvenliğin finansmanı da vardı” diye ekledi.

Partilerle yaptıkları istişarelerde, işsizlik, vergi eşitliği ve emeklilik reformlarına ilişkin kırmızı çizgiler üzerinde iyileştirmeler sağlandığını belirten Lecornu, “Çok adım attıkça, bu çizgiler daha da geri çekildi” diyerek, iletişimin ve müzakerelerin önemine dikkat çekti.

49.3 Tartışmaları ve Parlamentoda Durum

Meclis’teki tartışmalara da değinen Lecornu, “Parlamento her zaman son sözü söylemeli. 49.3 oylama yolu, çoğunluğu disipline etmek için bir araçtır; tartışmaların bu aşamada sona erdirilmesi doğru değil” dedi. Görevini sürdürebilmenin artık mümkün olmadığını vurgulayan Lecornu, “49.3 kullanmıyoruz, fakat bu, tartışmaların sona ereceği anlamına gelmez. Meclis, metni detaylı şekilde tartışmalı. Ayrıca, tüm partiler mutlak çoğunluktaymış gibi davranıyor; uzlaşmak istiyorum ama herkes diğerinin programını kabul etmiyor” ifadelerini kullandı.

Lecornu, sözlerine şöyle devam etti: “Başaracağımıza inanmıştım. Asıl önemli olan, 2027’den önce yapılması gerekenleri kabullenerek kamu yararını gözetmek. Her zaman partimin önünde ülkem için en iyisini yapmak zorundayım.” diyerek, konuşmasını noktaladı.