Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rusya ve Ukrayna arasındaki müzakere süreçlerine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin bu konuda en uygun ve güvenilir merkez olduğunu belirten Fidan, “Bunu İstanbul’da geçen yaz gerçekleştirdiğimiz üç toplantıyla ve ev sahipliği yapıp toplantıların düzgün yürütülmesiyle gösterdik,” dedi. Bu açıklamalar, Türkiye’nin Ukrayna ve Rusya arasında arabuluculuk ve barışın tesis edilmesi konusundaki kararlılığını bir kez daha ortaya koyuyor.
Fidan, Brüksel’de NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, Avrupa Birliği’yle ilişkilerini ve bu bağlamda ortaya çıkan gelişmeleri de değerlendirdi. Ukrayna’daki barış görüşmelerinin yanı sıra, AB yetkilileri ve üyesi ülkelerle yapılan görüşmelerin, Türkiye’nin bölgesel diplomasisinde ne kadar aktif ve etkili olduğunu gösterdiğine dikkat çekti. Özellikle dün ve bugün gerçekleştirilen görüşmelerde, Ukrayna’da barış ve istikrarın sağlanmasıyla ilgili gelişmeleri ve Avrupa Birliği’ne üyelik süreçlerine dair önemli hususları ele aldıklarını belirtti.
Türkiye’nin AB ile İlişkilerinde Güncel Durum ve Yönelimler
Fidan, Avrupa Birliği üyelik sürecine ilişkin olarak, “Bazı fasılların açılması ve belli engellerin kaldırılması gerekiyor. 2019’dan bu yana alınmış kararların uygulanması ve buralardaki blokajların aşılması önemli” diye konuştu. Ayrıca, Türkiye’nin Gümrük Birliği, Vize Serbestisi ve Avrupa Yatırım Bankası gibi alanlarda ilerlemeye devam ettiğini belirten Fidan, dış politikada iki alanın öne çıktığını söyledi: “Birincisi, Avrupa Birliği ile eşit bir aktör olarak bölgelerde, örneğin Rusya-Ukrayna krizi, Gazze ve Suriye meselelerinde güç birliği yapmak; ikincisi ise Afrika ve Kuzey Afrika bölgelerinde sürdürülebilir işbirliği geliştirmek.” Bu durumun, hem Türkiye’nin dış politikadaki gücünü hem de bölgesel ve küresel etkinliğini artırdığına vurgu yaptı.
Türkiye ve AB Ülkeleri Arasındaki İlişkiler
Fidan, AB üyesi ülkelerle olan ilişkilerin son derece iyi seyrettiğine işaret ederek, “NATO toplantılarında, genellikle, bir-iki ülke hariç, bütün AB ülkeleriyle çok olumlu ilişkilerimiz var. Her biri, ekonomisini, ticaretini, siyasi istikrarını güçlendirmeye çalışırken, Türkiye de bu süreçte güvenilir bir ortak olmayı sürdürüyor,” dedi. Bu çerçevede, Türkiye’nin, hem politik hem de ekonomik açıdan büyük fırsatlardan yararlandırmaya devam ettiği görüşünü paylaştı.
GKRY Sorunu ve Birlikte Çözüm Arayışları
AB üyeliği yolundaki en büyük engellerden biri olarak gösterilen Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’yle ilgili meseleleri aktaran Fidan, “Her ne kadar direk isim vermek istemesek de, konuştuğum herkes GKRY’yi şikayet ediyor. Bu, Avrupa Birliği’nde ve Türkiye arasında bir güven sorunu oluşturuyor. 400 milyon üzerinde insanın geleceğini doğrudan etkileyen bu sinerji alanının, bir kesim tarafından rehin alınması kabul edilemez bir durum,” diye vurguladı. Ayrıca, kurumların işleyiş kurallarına göre, kararların çoğu oy birliğiyle alındığını ve bu mekanizmanın istismar edilip edilmediğinin takip edilmesi gerektiğini söyledi. “Türkiye, dış politikasında kimseye koz vermeden yoluna devam etmeli” diyerek, kararlı duruşunu yineledi.
Ukrayna Sorunu ve Barış Sürecine Dair Umutlar
Barış müzakerelerinin olumlu sonuçlanıp sonuçlanmayacağı sorusuna, “Benim umudum devam ediyor” cevabını veren Fidan, müzakere sürecinde en önemli unsurun “masa terk edilmemesi” olduğunu vurguladı. “İster pozisyonlar çok farklı olsun, ister şartlar zorlayıcı; önemli olan uzlaşma niyetiyle masada kalmak. Bir yerde buluşabiliriz, buna inanıyorum,” dedi. Ukrayna ve Rusya arasındaki diyalogda, özellikle ABD Başkanı Donald Trump döneminde görev yapan Steve Witkoff’un önemli bir rol oynayacağına inandığını açıkladı. Witkoff’un, bölgesel ve uluslararası güvenlik sorunlarına dair yeterince bilgi ve donanıma sahip olduğunu belirtti.
İstanbul’un Ev Sahipliğinde Görüşmelerin Gelişimi ve Bölgesel Güvenlik
Son görüşmelerin ve gelişmelerin değerlendirildiği noktada, Fidan, “İnşallah çalışmalarımız devam edecek. Cumhurbaşkanımız ve Rusya lideri Putin ile görüşmelerimiz sürüyor. Biz, doğrudan görüşmelere ev sahipliği yapmayı tekrar belirttik ve bunun olumlu etkileri görüyoruz. Türkiye, bu süreçlerin organize edilmesinde ve ara buluculukta oldukça uygun bir merkez. Geçen yaz İstanbul’da yapılan üç toplantı, tarafların mutlu ayrılmasını sağlamış ve somut sonuçlar doğurmuştur. Bu çalışmalar, mevcut sorunların tamamını çözemese de, diyaloğa ciddi bir zemin hazırladı.” diyerek, Türkiye’nin barış ve istikrarı destekleme konusundaki kararlılığını vurguladı.
Karadeniz’de Güvenlik ve Sınır Güçlendirme Çabaları
Fidan, Karadeniz’deki son gelişmeleri değerlendirirken, “Savaşın coğrafyası giderek genişliyor ve bu çok endişe verici. Savaşın yaygınlaşmasıyla, özellikle Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerin güvenliği tehlike altında. Romanya ve Bulgaristan ile birlikte kurduğumuz çalışma grubuyla, mayınların ve saldırıların önlenmesi adına ciddi adımlar attık,” dedi. Ayrıca, Karadeniz’deki üçüncü taraf saldırıların, Türkiye’nin en temel uyarı ve tedbirlerinin doğru olduğunu ortaya koyduğunu dile getirdi. “Bu saldırılar, bölgedeki serbest ticareti ve ulaşım güvenliğini ciddi şekilde tehdit ediyor. Bu nedenle, bölge ülkeleri olarak, seyrüsefer ve enerji hatları gibi kritik altyapıları korumak adına yoğun çalışmalar yürütüyoruz,” diye ekledi.
Türkiye’nin, sahil uzunluğu ve bölgedeki stratejik önemi nedeniyle büyük bir sorumluluk üstlendiğine dikkat çeken Fidan, “Karadeniz’de işbirliğimizi geliştirmeye devam ediyoruz. Enerji, iletişim ve ulaşım hatları gibi önemli projelerde, güvenliği sağlamak ve bölgesel istikrarı güçlendirmek temel hedeflerimiz,” şeklinde konuştu. “Savaş şartları altında ekonomik ve ulaşım imkanları zedelense de, riskleri minimize etmek ve bölgesel barışı korumak adına çalışmalarımızı sürdürüyoruz,” diyerek, bölgesel istikrarın sürdürülebilirliğini sağlama noktasında Türkiye’nin üzerine düşen rolle gurur duyduğunu aktardı.
