Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye ve İsrail arasındaki son gelişmelerin bölgedeki karmaşık ilişkiler üzerindeki etkisine dikkat çekti. Ayrıca, SDG ve Suriye hükümeti arasındaki mutabakatın nedenleri ve olası sonuçları üzerine önemli açıklamalarda bulundu. Fidan, yaklaşık olarak “İsrail’in Suriye’deki hareketliliği ile SDG’nin isteksizliği arasında doğrudan bir bağlantı bulunuyor.” diyerek, bölgedeki güç dengeleri ve karar alma süreçlerinin devletler ve örgütler arasında nasıl şekillendiğine vurgu yaptı.
Fidan, Katar merkezli Al Jazeera Arapça televizyon kanalına yaptığı açıklamada, Suriye’deki gelişmelere ve bölgesel barışınıza zemin hazırlama çalışmalarına dair detaylar paylaştı. Bu süreçte, SDG’nin aldığı tek taraflı kararların ötesinde, Suriye ile YPG arasında varılan mutabakatın ve bu olumlu girişimlerin de önemine değindi. “Burada esas mesele, İsrail’in bölgedeki hareketliliği ile SDG’nin tutumları arasındaki ilişkidir. Bu ilişkiler, bölgedeki istikrar ve barış açısından kritik bir rol oynuyor.” ifadelerini kullandı.
Ortak Güç ve Barış Magrası
Fidan, diyalog ve müzakereler yoluyla Suriye yönetimi ile PKK/YPG arasındaki anlaşmazlıkların çözülebileceğine inanıyor. Bu bağlamda, “Herkes rahat eder, Araplar ve Kürtler, Suriye’nin farklı halkları. Gerçek amaç ise, ülkemizin sınırları ötesinde, halklarımıza huzur ve barış getiriyor. Ama bölgedeki dış güçlerin oyunu ve politikalarına kapılmak, ne yazık ki, doğru değil.” şeklinde görüşlerini dile getirdi.
İsrail ve SDG Arasında Koordinasyon İddiaları
İsrail ve SDG arasındaki olası işbirliği sorusu üzerine, Fidan, “İsrail, Suriye ile uygun bir anlaşma zeminine geldiğinde, YPG’nin de geleceğini göreceksiniz.” diyerek, iki taraf arasında gözlemlenen yakınlaşmanın bölge politikasında yeni bir dönemin habercisi olabileceğini açıkladı. Ayrıca, Suriye hükümeti ile SDG arasında henüz net bir mutabakat sağlanmadığı takdirde, olası senaryoları da paylaştı.
“Umarım çatışma çıkmaz. Ama bu, bölgesel barış ve istikrar açısından en büyük arzumuz. Şu anda, silahlı unsurların tek çatı altında toplanması ve ulusal ordunun oluşturulması yönünde planlarımız var. İlerleme kaydedilmesi, her kesim için faydalı olacak.” şeklinde konuştu.
Suriye-İsrail Güvenlik Anlaşması ve Bölgesel Güç Dengeleri
Fidan, Suriye ve İsrail arasındaki sınır ve güvenlik anlaşmalarıyla ilgili beklentilere değinerek, “Eğer taraflar, uluslararası anlaşmalara sadık kalmazsa, bu ilkelere göre hareket etmek en doğrusu olur. Kimse sınırlarımızı ihlal etmemeli; aksi takdirde, uluslararası sistem devreye girer ve sonuç olumsuz olur.” dedi.
Türkiye’nin Bölgesel Güç Kullanımı ve Dış Politikası
Türkiye’nin, bölgesinde istikrar ve barış amaçlı politikalar uyguladığını vurgulayan Fidan, şöyle devam etti: “Gazze, Suriye, Ukrayna ve Afrika’daki girişimlerimizde, gücümüzü barış ve kalkınma için kullanıyoruz. Bu, bölgedeki istikrarın sağlanması adına en temel hedefimiz.”
Ukrayna ve Orta Doğu Dalgası
Fidan, Ukrayna’daki gelişmeler ve diplomatik sürecin kritik aşamasını anlatırken, Zelenski’nin ABD’ye ileteceği yeni şartlar ve planlar hakkında bilgi verdi. “Gençliğin ve liderlerin, barış için alternatif çözümleri masaya yatırması gerekiyor. Özellikle savaşın uzaması, bölgesel istikrarı tehdit ediyor.” diyerek, bölgeme ve uzlaşma temennilerini dile getirdi.
Avrupa ve Ukrayna’dan Beklenen Tavır
Avrupa’nın, Ukrayna’ya zor kararlar ve tercihleri yapmasında yardımcı olması gerektiği görüşünü paylaşan Fidan, “Ukrayna’nın toprak ve egemenlik konularında zor seçimler yaptığı bu dönemde, Avrupa’nın desteği kesinlikle şart. Bu kararlar, büyük kayıpları önlemek ve barış sağlamak açısından elzemdir.” ifadelerini kullandı.
İstanbul’un Barış Sürecine Katkısı ve Savaşın Genişlemesi
Geçmişteki görüşme ve müzakerelere dikkat çeken Fidan, “İstanbul, barış ve insani yardım görüşmelerinde sürekli öncü oldu. Bu nedenle, tekrar ev sahipliği yapmaya hazırız. Son olarak, Karadeniz’de savaşın yaygınlaşması, bölgedeki istikrarsızlığı derinleştiriyor. Bu durumu durdurmak ve duyarlı adımlar atmak kaçınılmazdır.” diyerek, diplomatik çözüm çağrısında bulundu.
