Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

İlk Kez Gözlemlerle Kanıtlanan İki Kara Delik Çifti

İlk kez gözlemlerle kanıtlanan iki kara delik çifti hakkında bilgiler, evrenin derin sırlarına ışık tutan önemli keşifler ve detaylar burada.

İlk kez gözlemlerle kanıtlanan

Astronomlar, evrende teorik olarak bilinen bir fenomeni ilk defa doğrudan gözlemleme şansı elde etti. Birbirine dolanan iki kara delik, yer ve uzay tabanlı gelişmiş teleskoplar kullanılarak kayda alındı. Bu gözlemler, karadelik çiftlerinin varlığını görsel olarak doğrulayan ilk somut kanıtlar olarak kabul ediliyor.

İlk Kez Gözlemlerle Kanıtlanan İki Kara Delik Çifti

Yaklaşık 5 milyar ışık yılı uzaklıktaki bu devasa sistem, 12 yıl boyunca bir yörüngede dairesel hareket halinde dönerken radyo dalgalarıyla tespit edildi. Sistem içerisindeki büyük kara delik, evrendeki en parlak gök cisimlerinden biri olan OJ 287, Güneş’e kıyasla 18 milyar kat daha kütleli. Diğer yandan, daha küçük olan kara delik ise hızla hareket eden parçacıklar ve jıtler üretiyor. Bu jetlerin yönü zaman zaman değişerek, hareketleri adeta sallanan bir hortum ya da salınım yapan bir kuyruk gibi görünüyor. Ayrıca, küçük kara deliğin kütlesinin Güneş’ten yaklaşık 150 milyon kat büyük olduğu belirtiliyor.

Küçük kara delik, her yörüngede büyük kara delik ile etkileşime girerken, onun birikim disksine çarpıyor. Araştırmacılar, her bu geçişte yaklaşık 16 Güneş kütlesine eş değer maddeyi sistemden çektiklerini tahmin ediyor. Bu gözlemler, kara delikli sistemlerin oluşumu ve dinamikleri hakkında yeni bilgiler sunuyor.

Finlandiya’daki Turku Üniversitesi’nden astronom Mauri Valtonen, bu keşfin önemine vurgu yaparak, “İlk kez, birbirleriyle yörünge içinde hareket eden iki kara deliğin görsel kaydını yaptık. Görüntülerde, yoğun parçacık jetleriyle birlikte kara deliklerin varlığı açıkça görülüyor. Bu karadeliklerin kendileri tam anlamıyla görünmese de, etraflarındaki parlayan gaz ve ürettikleri jetler sayesinde tespit edilebiliyorlar,” ifadelerini kullandı.

Kara delikler genellikle dev yıldızların ölümüyle oluşur ve zamanla gaz, toz, yıldız ve hatta diğer kara delikleri yutarak büyür. Bu süreçte oluşan sürtünme, çevrelerindeki maddeyi ısıtarak parlak bir ışık yaymasını sağlar ve bu, teleskoplar tarafından gözlemlenebilir hale gelir. Bu tür aktif çekirdekler, Aktif Galaktik Çekirdekler (AGN) olarak adlandırılırken, en aşırı biçimlerine kuasarlar denir. Güneş’ten milyarlarca kat büyük kütleye sahip olan bu süper kütleli kara delikler, trilyonlarca kat daha parlak enerji salınımları yapabilir. Eğer bu jetler Dünya’ya ulaşacak şekilde yönelmişse, bu nesnelere blazar denir. OJ 287 de bu kategoriye dahil olan bir blazardır.

Önceleri, Samanyolu’nun merkezi ve Messier 87 galaksisindeki kara delikler görüntülenmiş olsa da, sistemlerin ikili karadelik yapısına sahip olduklarını ilk defa net şekilde ortaya koyan gözlemler yapılmıştı. Ayrıca, kütleçekim dalgaları sayesinde, iki karadeliğin birleşmesine dair dolaylı kanıtlar da elde edilmişti. Ancak, OJ 287 gibi sistemlerde ikili yapının doğrudan gözlemlenmesi uzun bir süre mümkün olmamıştı, çünkü sistemin çözünürlüğü yetersizdi. 19. yüzyılın sonlarında astronomlar, bu sistemin periyodik parlaklık değişiminin nedenlerini açıklayamadı; fakat 1980’lerdeki analizler, bunun iki kara delik arasındaki yörünge hareketlerinden kaynaklandığını gösterdi.

Son yapılan çalışmalar, Rusya’nın 2011-2019 yılları arasında faaliyette olan RadyoAstron (Spektr-R) adlı uydusunun toplaytığı verileri kullanarak, bu kara delik çiftine dair önemli bilgiler sağladı. Radyo görüntülerinde, iki ayrı jetin konumu ve yönü, önceki teorik hesaplarla uyumlu çıktı; bu da sistemin gerçekten de ikili kara delik yapısına sahip olabileceğine güçlü bir anlatım sundu. Bununla birlikte, bilim insanları temkinli davranmaya devam ediyor çünkü görüntülerdeki jetlerin kısmen üst üste binmesi, olası tek bir kara delik ve karmaşık jet yapısının varlığını tamamen ortadan kaldırmıyor. Bu nedenle, gökbilim camiası, bu keşfin daha geniş ve kesin doğrulamalarını bekliyor.