Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Karaciğer Yağlanmasının Erken Teşhisi ve Yaşam Tarzı Değişiklikleriyle Mücadele

Karaciğer yağlanmasını erken teşhis edin, yaşam tarzı değişiklikleriyle sağlıklı bir yaşam için adımlar atın. Bilgi ve öneriler burada.

Karaciğer yağlanmasını erken teşhis

İleri yaşadığımız günlerde, karaciğer yağlanması yani Non-Alkolik Yağlı Karaciğer Hastalığı (NAFLD), dünya genelinde giderek artan bir sağlık sorunu haline geldi. Bu hastalık başlangıçta belirti vermeyebilir, ancak fark edilmediği takdirde ciddi komplikasyonlara, örneğin iltihap, fibrozis ve hatta siroza yol açabilir. Uzmanlar, erken tanı ve uygun yaşam tarzı değişiklikleriyle bu durumu kontrol altına almanın ve hatta geriletmenin mümkün olduğunu vurguluyor.

Ulusal Gastroenteroloji Kongresi Başkanı ve Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilek Oğuz, bu konuda önemli uyarılarda bulundu. Oğuz, “Erken teşhis ve yaşam tarzı değişiklikleri ile karaciğer yağlanması durdurulabilir ve geri dönüşü sağlanabilir” diyerek, hastalığın hızla yayılan bir halk sağlığı problemi olduğunu belirtti. Günümüzde, her dört yetişkinden birinde bu hastalığın bulunduğuna dikkat çeken Oğuz, “Obezite, yoğun kalori alımı, şekerli içecek tüketimi, hareketsizlik ve stres en büyük risk faktörleri arasında yer alıyor. Çocuklarda artan obezite oranları ise, hastalığın sadece yetişkinleri değil, artık çocukları da etkilediğinin göstergesidir” dedi.

Erken Tanı Hayat Kurtarır

Hastalığın genellikle belirti göstermediğine dikkat çeken Oğuz, “Kan testleri ve ultrasonografi sayesinde tanı konulabilir. Özellikle fazla kilolu, bel çevresi geniş olan, insülin direnci veya Tip 2 diyabeti bulunan bireyler düzenli kontrollere gitmelidir” açıklamasını yaptı.

Yaşam Tarzı Değişiklikleri En Etkili Tedavi Yöntemidir

Prof. Oğuz, sağlıklı yaşam alışkanlıklarının hastalığın seyrini ciddi anlamda değiştirdiğini şöyle ifade etti:

“Vücut ağırlığından %7-10 aralığında kayıp, haftada en az 150 dakika düzenli egzersiz ve Akdeniz tipi beslenme, karaciğer yağlanmasını önemli ölçüde azaltan temel faktörlerdir. Bu beslenme biçiminde zeytinyağı, taze sebze ve meyveler, tam tahıllar, balık ve baklagiller öne çıkar.”

Metabolik Risk Faktörleri Kontrol Altında Olmalı

Oğuz, kan şekeri, insülin direnci, kolesterol ve trigliserit seviyelerinin dengede tutulmasının, karaciğer hasarını önlemede kritik olduğunu belirterek, “Her hasta için tedavi planı kişiye özel olmalı. Gerekirse ilaç destekleri de uygulanabilir” ifadelerini kullandı.

Siroz Riski Artıyor, Tedavi Gecikmemeli

Tedavi edilmediği takdirde, karaciğer yağlanması uzun vadede siroz ve karaciğer yetmezliği gibi ciddi sorunlara yol açabilir. Oğuz, bu durumu şu şekilde özetledi: “Siroz, karaciğerin kalıcı hasar görmesiyle karakterizedir ve sertleşmesine neden olur. Bu durumda karaciğerin işlevi azalır, karaciğer kanseri ihtimali artar ve yaşam kalitesi ciddi şekilde düşer. Günümüzde alkol dışı nedenlerle oluşan karaciğer yağlanması, karaciğer nakli sebeplerinin başında gelmektedir.”

Son olarak, uzmanlar, erken teşhisin ve bilinçli yaşam tarzı değişikliklerinin bu hastalığı önlemenin anahtarı olduğunu vurguluyor. Prof. Dilek Oğuz, “Hastalığı zamanında tespit edip, uygun tedbirleri alırsak, karaciğerimizin sağlığını koruyabiliriz. Toplumu bilinçlendirmek, obezite ile mücadele etmek ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarını yaygınlaştırmak, gelecekte karaciğer hastalıklarını azaltacaktır” diyerek sözlerini tamamladı.