Kasım ayında açıklanan enflasyon rakamları, son yılların en düşük seviyelerine ulaşırken, ekonomide yeni bir dönemin sinyallerini veren önemli göstergeler sundu. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), aylık bazda yüzde 0,87 artış göstererek son 30 ayın en düşük aylık enflasyonunu kayda geçti. Yıllık bazda ise yüzde 31,07 seviyesinde gerçekleşerek, son dört yılın en düşük artış oranını ortaya koydu. Bu gelişmeler, piyasaların para politikasına yönelik beklentilerini yeniden şekillendiriyor.
Analistler, özellikle yılsonu enflasyon tahminlerini göz önüne alırken, yüzde 31 civarında kapanış öngörüsü yapıyorlar. AA Finans analisti Haluk Bürümcekçi, kurlar, ücretler, yönetilen fiyatlar ve emtia fiyatlarında yılın kalan aylarında herhangi bir şok yaşanmazsa, enflasyonun bu seviyelere yakın bir noktada duracağını tahmin ediyor. Bürümcekçi, gıda enflasyonunun, fiyatlardaki artış hızını yavaşlatmaya devam ettiğine işaret ederek, “Gıda fiyatlarındaki yıllık artış hızı yüzde 27,4 seviyesinde seyrediyor ve Enflasyon Raporu’nda yer alan varsayımların oldukça altında kalması” şeklinde değerlendirmede bulundu. Ayrıca, konut, ev eşyası, sağlık, haberleşme, eğitim ve lokanta gibi alt gruplarda da geçen yılın altında değişimlerin yaşandığı görüldü.
Merkez Bankası’nın faiz politikasında ise, Bürümcekçi, %1’lik bir indirim öngörüsünün hâlâ geçerli olduğunu, hatta bu beklentinin 200 baz puanlık indirimlere kadar çıkabileceğine dikkat çekti. Bursa Uludağ Üniversitesi’nde görev yapan Doç. Dr. Filiz Eryılmaz, kasım ayı enflasyonunun beklentilerden oldukça düşük gerçekleştiğine vurgu yaptı. Özellikle gıdada görülen negatif seyir ve hizmetler sektöründeki düşük seviyeler, piyasalarda faiz indirimi beklentilerini güçlendirdi. Eryılmaz, Merkez Bankası’nın bu ay içerisinde 150 baz puanlık faiz indirimini yapmayı beklediğini belirterek, beklentilerin 200 baz puanlık indirim seviyesine yaklaştığını ifade etti.
Kritik dönemeçteyiz diyen Kuveyt Türk Yatırım Araştırma Direktörü Kutay Gözgör, kasım ayı enflasyon verilerinin dezenflasyon sürecinin beklenenden hızlı ilerlediğine işaret etti. Gözgör, “Hem piyasa öngörülerimizin hem de kurumlarımızın esas aldığı seviyenin altında kalan bu veri, para politikasının geleceği açısından önemli bir döneme işaret ediyor” dedi. Gıda grubundaki fiyat düşüşünün en büyük katkıyı sağladığını söyleyen Gözgör, ancak asıl “kaliteli” iyileşmenin hizmetler sektöründen geldiğine dikkat çekti. Enflasyonun beklentilerin altında kalması, TCMB’nin yıl sonu faiz indirimleri ve politika duruşu üzerinde güçlendici bir faktör olmaya devam ediyor. Uzmanlar, mevcut veriler ışığında, Merkez Bankası’nın aralık ayında 200 baz puanlık faiz indirimine gitmesiyle, politika faizinin %37,5 seviyesine çekilebileceğini öngörüyor. Bu adımın, reel faizleri olumsuz etkilemeden, piyasa beklentileriyle uyumlu bir gevşeme sürecinin başlangıcı olacağı düşünülüyor.
