İstanbul Bilgi Üniversitesi tarafından yürütülen ve TÜBİTAK tarafından desteklenen kapsamlı bir çalışma, kız çocuklarının ev içi sorumluluklar ve eğitim alanındaki karşılaştıkları zorlukların, toplumsal cinsiyet Rollerinin ve ekonomik koşulların etkisiyle nasıl şekillendiğini ortaya koyuyor. Yapılan araştırma, çocukların yaşamlarını ve gelişimlerini olumsuz yönde etkileyen bu dinamikleri detaylı veriler ve analizler ışığında gözler önüne seriyor.
Çalışmanın sonuçlarına göre, özellikle kız çocukları, eğitim ve ev içi görevler arasında büyük bir denge kurmak zorunda kalıyor. Bu durum, onların okula devam oranlarını ve akademik başarısını olumsuz yönde etkileyebiliyor. Ayrıca, dijital dünyada karşılaştıkları riskler ve sorumluluklar da kız çocuklarının yaşam kalitesinde önemli bir rol oynuyor. Araştırma, Türkiye’nin farklı bölgelerinden çeşitli sosyoekonomik düzeylerdeki aileleri kapsayarak, bu sorunların bölgesel ve kültürel farklılıklar gösterebileceğine de işaret ediyor.
Toplumsal Cinsiyet ve Eğitimde Derinleşen Eşitsizlikler
Etkinliğin bulguları, kız çocuklarının eğitimine erişimde ve devamında toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılıkların belirgin olduğunu gösteriyor. Özellikle, düşük gelirli ailelerde kadın-erkek arasındaki eğitim farkı giderek artarken, kız çocuklarının okula katılımının bölgeler arası değişim gösterdiği ortaya çıkmaktadır. %63 oranındaki ortaöğretim devam oranı, erkek çocuklarda %78’e ulaşırken, bu farkın temel nedenleri olarak ekonomik zorluklar ve kültürel gelenekler gösteriliyor.
Uzmanlar, bu durumun çocuk yaşta evlilik riskini artırdığını ve kızların eğitim hayatından erken kopmalarına neden olduğunu belirtiyor. Sınırlı kaynaklar ve geleneksel ataerkil yapılar, kız çocuklarının eğitimlerine devam etmeleri yerine, ev içi sorumluluklara itiliyor. Bu da onların hem akademik hem de sosyal gelişimini olumsuz etkiliyor.
Ev İçinde Sorumluluklar ve Kadın Emeği
Ev içi görevlerde kız çocuklarının yoğun emek harcadığı görülüyor. %89 oranında yatağını toplamayan, %79 oranında sofrayı hazırlayıp kaldıran kız çocukları, bu çalışmaların yalnızca rutin işlerle sınırlı kalmayıp, aile içi bakım ve sorumluluklar gibi “görünmez emek” alanlarını da kapsadığını ortaya koyuyor. Birçok kız çocuğu, kardeşlerine bakmak ve ev temizliği yapmak gibi görevleri de yerine getiriyor. Bu sorumluluklar, onların çocukluk dönemlerini kısıtlıyor ve yetişkinliklerine erken geçiş yapmalarına neden oluyor.
Dijital Dünya ve Riskler
Dijital ortamlar, kız çocukları için fırsatlar kadar ciddi riskler de barındırıyor. Çocuklar, güvenli iletişim ve sosyal etkileşim imkanlarından yararlanırken, aynı zamanda siber zorbalık, kişisel bilgilerin kötüye kullanımı ve istenmeyen iletişim gibi tehditlerle de karşı karşıya kalıyor. Bu ortamlar, kızların psikolojik ve duygusal gelişimini olumsuz etkileyebilecek tehlikeler içeriyor ve bu durum erkek çocuklara kıyasla daha fazla dikkat çekiyor.
Araştırma, kız çocuklarının beden memnuniyetsizliği ve akademik başarısızlık korkularının da yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Bu durum, onların özgüvenlerini zedelerken, yaşam kalitelerini düşürmeye devam ediyor.
Öneriler ve Çözüm Yolları
Bilimsel uzmanlar, özellikle düşük sosyoekonomik seviyedeki kız çocuklarının eğitimde devamını sağlamak için finansal destek ve burs programlarının hayata geçirilmesi gerektiğine vurgu yapıyor. Ayrıca, zorunlu olmayan ev içi emeklerin paylaşımını teşvik etmek üzere, kaliteli kreşler ve çocuk bakım merkezlerinin yaygınlaştırılması önemli bir adımdır.
Ebeveynlerin bilinçlendirilmesi ve toplumsal farkındalık kampanyalarıyla, kız çocuklarının üzerindeki toplumsal ve kültürel kısıtlamaların azaltılması amacıyla çalışmalar yürütülmeli. Bu çerçevede, çocukların eğitimden kopmamalarını destekleyecek rehberlik, mentörlük ve sosyal destek programları hayata geçirilerek, onların gelecekteki yaşamlarını şekillendirmek mümkün olabilecek.