Afrika kıtasının doğusunda, Hint Okyanusu’nda bulunan Madagaskar’da ordunun seçkin bir birlikleri, iktidarı resmi makamlar yerine kendi kontrolü altına almayı açıkladı. Bu gelişmeler, ülkedeki siyasi istikrarsızlığı derinleştiriyor ve uluslararası arenada endişe yaratıyor.
14 Ekim tarihinde, başkanlık sarayı önünde konuşan CAPSAT adlı ordu birliği Başkanı Albay Michael Randrianirina, ordunun iki yıl içinde yeni bir hükümet kurmayı ve seçimlere gitmeyi planladığını belirtti. Ayrıca, ilan edilen bu hareketle birlikte, ülkenin demokratik kurumlarının da askıya alındığı açıklandı. Randrianirina, “Gençlerin sokak hareketleriyle desteklediği bu değişimin bir parçası oluyoruz çünkü bu protestolar doğrudan halkın taleplerinden kaynaklanıyor” diye ekledi.
Protestocular ve ordu, Devlet Başkanı Andry Rajoelina’nın devrilmesini kutlarken, binlerce kişi başkent Antananarivo’da toplanıp bayrak sallayarak gösteriler düzenledi. Askeri birliklerin komuta ettiği bu hareket, ülkenin en güçlü askeri teşkilatı olan CAPSAT’ın gözetiminde gerçekleşmiş olup, geçmişte Rajoelina’yı desteklemişti. Ancak, Cumartesi günü göstericilere katılan bu birlik hükümeti de desteklediğini açıkladı.
Madagaskar Anayasa Mahkemesi, Col Randrianirina’yı yeni ülke lideri olarak atadı ve resmi açıklamasıyla, Randrianirina’nın halen görevinin başında olduğu ve “darbe girişimi” olarak nitelendirilen olayların kınandığı bildirildi. Diğer yandan, Rajoelina’nın nerede olduğu hakkında kesin bilgiler bulunmuyor; iddialara göre, hayatına kast edildiği öngörülen duruşları nedeniyle “güvenli bir yerde” koruma altına alındığı bildirildi. CAPSAT ise, Rajoelina’ya karşı girişilen suikast iddialarını reddediyor ve onun bir Fransız askeri uçağıyla ülke dışına çıkarıldığına dair doğrulamayı yapılmamış bilgiler mevcut.
Uluslararası toplumdan da olaylara tepki gecikmedi. ABD Dışişleri Bakanlığı, tüm taraflara “anayasal düzene uygun şekilde barışçıl çözüm yollarını” tercih etmeleri konusunda çağrı yaptı. Albay Randrianirina ise, BBC’ye yaptığı açıklamada, “Madagaskar şu anda kaos ortamında” ifadesini kullanarak, “Başkanın yurtdışında olduğu” bilgisini paylaştı. Bu olaylar, iki hafta öncesine dayanan ve gençlerin öncüsü olduğu halk hareketinin sonucunda yaşandı. Öğrenciler ve halk, kronik su ve elektrik kesintilerini protesto ederken, gösteriler kısa sürede ülke genelinde büyüdü.
Eski DJ ve Madagaskar’ın genç lideri Rajoelina, genç yaşına rağmen önemli bir figür haline geldi; 34 yaşında iken ülkenin cumhurbaşkanı olmayı başardı ve Afrikalı en genç lider olarak tanındı. 2018 seçimleri sonrası yeniden iktidara gelirken, yolsuzluk ve kayırmacılık suçlamalarıyla karşı karşıya kaldı ve gücünü kaybetti. Ancak, bu durum onun olayların seyrini etkilemeye devam etmesine engel olmadı.
Meclis, Rajoelina’nın görevden alınmasını oylamadan önce, hükümeti devirmeye yönelik anayasal olmayan girişimleri engellemeye çalıştı. 14 Ekim’de yapılan oylamada, milletvekilleri büyük çoğunlukla Rajoelina’nın görevine son verilmesi yönünde oy kullandı ve bu karar yasa dışı olarak kabul edildi. Hükümet yetkilileri ve uluslararası kuruluşlar, bu eylemi kınadı ve orduyu olaya müdahil olmaması konusunda uyardı. Fransa ve Afrika Birliği gibi devletler de, olayların demokrasiye zarar verdiği endişesini dile getirdi.
Madagaskar, uzun süredir siyasi karmaşalar ve ekonomik krizlerle boğuşuyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre, yaklaşık 30 milyon nüfusu bulunan ülkede, nüfusun %75’i yoksulluk sınırının altında yaşam sürdürüyor. Siyasi istikrarsızlıklar, ülkenin gelişimini ve yaşam standartlarını olumsuz etkiliyor ve uluslararası yardım programlarına rağmen, ülkede sürdürülebilir kalkınma ciddi anlamda engellenmiş durumda.