Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Marmara Fay Hattındaki Artçı Gerilimler ve Deprem Riski Analizi

Marmara Fay Hattındaki artçı gerilimler ve deprem riski analizi hakkında detaylı bilgiler, bölgede olası depremler ve önlemler için kapsamlı değerlendirmeler.

Marmara Fay Hattındaki artçı

Amerikan Science dergisinde yayımlanan son araştırma, Karadeniz ile Ege Denizi arasında uzanan fay hattında gözlemlenen artan gerilimi ortaya koyuyor. Bilim insanları, bölgedeki sismik aktivitelerin son yirmi yılda şiddetlenerek doğuya doğru ilerlediğini ve İstanbul’a ulaşmak üzere olduğunu belirtiyor. Uzmanlar, özellikle Marmara bölgesinde uzun süredir sessiz kalan ‘Marmara Ana Fayı’nın yeniden hareketlenebilirliğine dikkat çekiyor ve bölgedeki sismik potansiyelin gözlemlerle desteklendiğini ifade ediyor.

Çalışmalara göre, ayrıcalıklı olarak İstanbul’un güneybatısında deniz tabanında bulunan yaklaşık 15 ila 21 kilometrelik segmentte, olağandışı bir sessizlik hakim. Bu segment, en son 1766 yılında 7.1 büyüklüğünde büyük bir depreme sahne olmuş ve çok sayıda sismik olay bu tarihten sonra yaşanmamıştır. Bağımsız uzmanlar, bu sessizliğin yeni bir hareketin habercisi olabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor. Cornell Üniversitesi’nden jeofizikçi Judith Hubbard, bu konuda yaptığı açıklamada, “İstanbul yakınlarındaki büyük bir depremin, modern tarihin en yıkıcı felaketlerinden birine neden olabileceği endişesini taşıyoruz” dedi.

Önümüzdeki Deprem Tehdidi ve Olası Etkileri

ARAŞTIRMALAR, eğer mevcut sismik gerilim devam ederse ve segmentte kırılma yaşanırsa, İstanbul’un 7 veya daha yüksek büyüklükte bir depremle karşı karşıya kalabileceğini gösteriyor. Bu megakentte, yaklaşık 16 milyon vatandaşın yaşamını tehdit eden böyle bir sarsıntı, ‘felaket senaryosu’ olarak tanımlanıyor. Son zamanlarda kaydedilen dört orta büyüklükteki sismik olayın bu zincirin parçası olabileceğine dikkat çekiliyor. Özellikle Nisan 2025’te gerçekleşen 6.2 büyüklüğündeki deprem, bu zincirin son halkası olarak gösteriliyor. Uzmanlar, önümüzdeki olası depremin çok daha ciddi sonuçlar doğurabileceğini ve doğrudan İstanbul’un altındaki fay kırığında gerçekleşebileceğini söylüyorlar.

Depremleri Tahmin Etmek Mümkün Değil, Hazırlıklı Olmak Şart

Uzmanlara göre, sismik hareketlerin önceden kesin olarak öngörülmesi mümkün değil; ancak, erken uyarı ve hazırlık çalışmaları hayat kurtarabilir. Patricia Martínez-Garzón isimli jeofizikçi, bu konuda yaptığı açıklamada, “İnsanların ve altyapının korunması için olağandışı sismik sinyallerin erken tespiti ve etkilerin azaltılması sağlanmalı” ifadelerini kullandı. Bilim dünyasında, bu zincir ve artçı hareketlerin tesadüfi olabileceği görüşü de bulunmakla birlikte, birçok uzman Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde ciddi bir gerilimin biriktiğine inanıyor ve büyük depremin kaçınılmaz olduğunu öngörüyor.

Türkiye, son yıllarda yaşanan büyük depremlerle sarsıldı. 2023 Şubat ayındaki 7.8 ve 7.5 büyüklüğündeki depremler, ülkenin güney bölgeleri ve Suriye sınırında büyük yıkıma neden oldu. Ayrıca, Marmara’daki sismik aktiviteler 2011, 2012, 2019 ve 2025 Nisan aylarında gerçekleşen sarsıntılarla devam ediyor. Uzmanların en çok merak ettiği soru ise, “Bir sonraki büyük deprem daha mı şiddetli olacak ve doğrudan İstanbul’un altındaki fay mı kırılacak?” Bu olasılık, kesin olmamakla birlikte, ciddi biçimde dikkate alınması gereken bir risk alanı olarak görülüyor. Bu nedenle, olası afetlere karşı hazırlıklı olmak ve önleyici çalışmalar yapmak büyük önem taşıyor.