ABD’nin düşük gelirli ailelere sağlanan önemli sağlık hizmeti programı Medicaid, Minnesota’da yaşanan devasa usulsüzlük skandalıyla sarsıldı. Bu olay, milyonlarca dolarlık kamu fonunun yanlış kullanımıyla gündeme gelerek kamuoyunun dikkatini çekti. Yetkililer ve uzmanlar, bu durumun eyalet yönetiminin denetim ve şeffaflık konusundaki eksikliklerini ortaya çıkardığını belirtiyor.
Skandalın ardından, federal sağlık otoriteleri, sistemi ciddi şekilde gözden geçirmeye ve yaşanan usulsüzlükleri ortadan kaldırmak adına yeni adımlar atmaya çağrıldı. Bu süreçte, özellikle Dr. Mehmet Öz’ün önderliğinde, Minnesota’ya yönelik alınan önlemler ve uyarılar büyük önem taşıyor.
Yaklaşan Tehdit ve Sağlanan Uyarılar
Federal Sağlık Hizmetleri Yöneticisi Dr. Mehmet Öz, Minnesota Valisi Tim Walz’a gönderdiği resmi yazıda, eyaletteki usulsüzlüklerin giderilmesi için 60 gün süre tanıdı ve bu süre içinde yerine getirilmesi gereken dört temel şartı sıraladı. Öz, bu kurallar yerine getirilmediği takdirde, federal fonların durdurulacağını açıkça belirtti.
Riskli Sağlayıcılar ve Raporlama Yükümlülükleri
Öz, ayrıca, yüksek riskli sağlayıcıların yeni kayıt almalarının 6 ay boyunca durdurulması, mevcut sağlayıcıların yeniden doğrulanması veya sistemden çıkarılması ve tam bir düzelici eylem planının sunulmasını şart koştu. Bu adımlar, yolsuzlukların ve usulsüzlüklerin önüne geçmek amacıyla alınan önlemler arasında yer alıyor.
Yetersiz Denetim ve Federal Fonların Kesilme Riski
Dr. Öz, bu şartlara uyulmadığı takdirde, federal Medicaid ödemelerinin kesileceğine dair net bir uyarı yaptı. Buna göre, eyalet yönetimi, usulsüzlükleri düzeltme konusunda başarılı olamazsa, büyük finansal kayıplarla karşılaşabilir. Öz, yaptığı açıklamada, “Yolsuzluklar temizlenmeden devam ederse, federal fonlar durdurulabilir,” diyerek ciddi bir uyarı verdi.
Usulsüzlüklerin Boyutunu Gösteren Harcama Artışları
Dr. Öz, Nebraska ve Minnesota gibi eyaletlerdeki abnormal harcama artışlarına dikkat çekerek, usulsüzlüklerin büyüklüğünü gösterdi. Örneğin, barınma istikrar hizmetleri programında hedeflenen 2,6 milyon dolar yerine 100 milyon dolarlık harcama yapıldığı bildirildi. Ayrıca, otizm tedavi programında ise sadece 3 milyon dolar hedeflenirken, yaklaşık 400 milyon dolarlık bir harcama gerçekleştiği ortaya çıktı.
Bu fonların, lüks araç alımlarına, yurtdışındaki gayrimenkullere ve sahte otizm merkezlerine aktarılarak rüşvet ve yolsuzluk amacıyla kullanıldığı iddia ediliyor. Uzmanlar ve yetkililer, bu büyük usulsüzlüğün finansal ve hukuki açıdan ciddi sonuçlar doğurabileceği üzerinde duruyor.
