İnsansız hava araçları (İHA) günümüzde savaş alanlarının vazgeçilmez unsurlarından biri haline gelirken, NATO ve Avrupa Birliği (AB), bu teknolojilere karşı yeni savunma stratejileri geliştirme sürecine hız verdi. Gün geçtikçe artan tehditlere karşı etkili ve maliyet açısından sürdürülebilir çözümler arayışı, savunma kurumlarının gündeminde ön sıralarda yer alıyor.
Brüksel’de yapılan NATO savunma bakanları toplantısında, yeni nesil İHA’lara karşı orantılı ve etkili önlemler alınması konusu detaylı bir şekilde tartışıldı. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, bu teknolojik gelişmelere karşılık vermek amacıyla mevcut kapasiteyi geliştirme ve yeni inovatif sistemler üzerinde çalışma sözü verdi. Ayrıca, Kuzeydoğu Avrupa’daki duruma ve Rusya’nın bölgede yaptığı hareketlere dikkat çekilerek, çeşitli hava savunma ve savaş uçağı gönderme kararları alındı.
İHA’lara karşı geliştirilen yeni sistemlerin temel hedefi nedir?
Başlangıçta bütçeyi zorlamadan, düşük maliyetli ve entegre edilebilir savunma hattı oluşturmaya odaklanan NATO, LCI-X adını verdiği katmanlı karşı önlemler girişimi ile, düşük seviyedeki tehditleri hızla tespit edip etkisiz hale getirmeyi amaçlıyor. Bu sistem, büyük bütçeleri gerektirmeden, mevcut yüksek maliyetli savunma altyapılarını tamamlayacak şekilde tasarlandı ve İran menşeli düşük maliyetli İHA’lara karşı hızlı ve etkili bir cevap sunmayı hedefliyor.
Özellikle, Rus meni modellerine dayanarak geliştirilen uygun fiyatlı geri dönüşlü İHA’lara karşı, yüksek maliyetli savaş uçak ve hava savunma sistemleri yerine, çeşitli elektronik ve sensör teknolojilerini kullanacak yeni teknolojiler devreye alınıyor. Polonya hava sahasında gerçekleşen olaylarda, düşük bütçeli İHA’ların F-35’ler tarafından hızla tespit edilip imha edilmesi, yeni stratejilerin ne denli önemli olduğunu gösteriyor.
Projelerin nasıl işleyeceğine dair detaylar
NATO’nun toplu kullanıma uygun ve ekonomik olabilecek bu yeni sistemleri, yüksek maliyetli üst katman savunma sistemlerine alternatif olarak konumlandırması planlanıyor. Sistem, radar ve elektro-optik sensörlerle anında algı ve karşılık verme yeteneğine sahip olacak. Elektronik saldırı ve önleyici harekât modülleriyle desteklenecek olan bu girişim, kolektif inovasyon ve gerçek zamanlı karar verme yeteneği ile NATO’nun caydırıcılığını güçlendirecek.
Hem doğu cephesindeki koruma hem de genel savunma stratejileri kapsamında, NATO’nun “cevap verme esnekliği ve hızına” vurgu yapılıyor. Bu yeni teknolojik altyapıların, çatışma koşullarındaki hızlı gelişmeleri karşılaması ve güncel tehditlere uyum sağlaması gerekiyor. Personel eğitimi ve sistemlerin sürekli güncellenmesi ile, savunmanın etkinliği ve sürdürülebilirliği sağlanmaya çalışılıyor.
İHA’larla mücadelede AB ve NATO projeleri birbiriyle nasıl ilişkilendiriliyor?
AB ve NATO, İHA tehdidiyle savaşta etkinlik sağlamak için ortak adımlar atmaya başladı. AB’den gelen öneriler arasında, 2027’ye kadar fonksiyonel ve kolektif kullanılabilir anti-İHA sistemleri geliştirilmesi yer alıyor. Kaja Kallas, bu konuya ilişkin açıklamasında, artık İHA’ların sadece sınır güvenliği değil, tüm Avrupa’nın ortak gündemi olduğunu vurguladı.
İki kurum arasında, hedefler ve yöntemler konusunda farklılıklar olsa da, her ikisi de teknolojik altyapı ve mali kaynaklar açısından ayrı çözümler geliştirmeyi sürdürüyor. Rutte ve Kallas ise, bu çalışmaların birbirini tamamlayıcı olduğunu ve çakışmadığını belirtiyorlar. Rutte, “Her iki kurum da farklı yapılarla, farklı güçlerle hareket ediyor. Birlikte çalışıyoruz ve herhangi bir tekrar olmayacak” şeklinde konuştu. Kallas ise, “NATO’nun operasyonları yumuşak güç kullanımıyla, AB ise finansal ve sanayi entegrasyonu ile ilerliyor. Amaç, Avrupa güvenliğinin bütünsel bir yaklaşımını sağlamak” dedi.
Sadece doğu değil, tüm Avrupa korunacak mı?
NATO’nun, savunma ihtiyaçlarını Doğu Muhafızı kapsamında sınırlı tutması, bazı kesimlerde, bu önlemlerin sadece doğu sınırlarıyla sınırlı kalacağı endişelerini doğurdu. Ancak, çeşitli liderler ve yetkililer, bu tartışmalara karşılık, savunma tedbirlerinin Avrupa geneline yayılması gerektiği yönünde görüş bildirdiler. Rutte, “İHA’lar sınırların ötesinden veya kendi sınırlarımızda farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Bu nedenle, tüm Avrupa’yı kapsayacak hazır sistemler geliştiriyoruz.” ifadelerini kullandı. Ayrıca, Kallas da, “İHA’lar sadece doğu kanadını değil, güney ve batı ülkelerini de tehdit etmeye adaydır. Bu nedenle, Avrupa’nın tamamında ortak savunma gereklidir,” diyerek, entegrasyonun önemine vurgu yaptı.