Nöbetçi Eczaneler
Son zamanlarda Gazze barış planına dair artan umutlar ve uluslararası liderlerin açık destekleri, Nobel Barış Ödülü tartışmalarını yeniden gündeme getirdi. Bu bağlamda, ABD Başkanı Donald Trump’ın adını sıkça anmaya başlayan bazı çevreler, onun bu ödüle layık görülebileceği görüşünü dile getiriyordu. Fakat Nobel Komitesi, Dr. María Corina Machado’nun Venezuela’daki demokratik dönüşüm mücadelesini ön plana çıkararak, bu ödülü ona verme kararı aldı ve böylelikle Trump’ı dışarıda bıraktı.
Machado ise El País gazetesine yaptığı açıklamada, ödülü kabul ederken büyük bir onur duyduğunu ve Trump ile görüşmelerinin detaylarını paylaşmaktan kaçındığını belirtti. Trump ise bu gelişmeye karşılık olarak, Machado ile yaptığı telefon görüşmesini doğruladı ve onun çok nazik bir insan olduğunu vurguladı. “Bugün bana telefonla aradı ve ‘Bu ödülü sizin adınıza kabul ediyorum, gerçekten hak ettiniz,’ dedi. Bu gerçekten çok nazikçe bir davranıştı.” diyerek sözlerine devam etti. Trump, ayrıca Venezuela’nın yaşadığı krizin derinliğine vurgu yaparken, desteklerini esirgemediğini belirtti.
Beyaz Saray’dan Eleştirel ve İronik Tepki
Nobel ödülünün açıklanmasının ardından, ABD yönetimi kararı sert bir şekilde kınadı. Beyaz Saray İletişim Direktörü Steven Cheung, sosyal medyada yaptığı açıklamada, “Nobel Komitesi barışı değil, siyaseti tercih etti,” ifadesini kullandı. Kadınların ve gençlerin yaşadığı çatışmaların gölgesinde, ABD donanmasının Venezuela kıyılarına uyuşturucuyla mücadele bahanesiyle askeri unsurlar göndermesi ve bu hareketin ardından Venezuela’daki gelişmeleri yakından izleyen uzmanlar, bu durumun askeri müdahale korkularını güçlendirdiğine dikkat çekti. Venezuela muhalefet lideri ve Nobel Barış Ödülü sahibi Machado ise bu karardan dolayı Trump’a teşekkür etmiş ve ödülü, Venezuelalıların çektiği acılara ve özgürlük mücadelesine adamıştı. Ayrıca, birçok Kongre üyesi ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Machado’yu 2024 Nobel adayları listesine ekmiş ve onun “direnç, azim ve yurtseverliğin sembolü” olduğunu açıklamıştı. Rubio, bu süreçte Machado’nun mücadelesini “özgür ve demokratik Venezuela için azimle sürdüren” bir lider olarak tanımlamıştı. Trump da, başkanlık yemini öncesinde yaptığı bir paylaşımda Machado’yu “özgürlük savaşçısı” olarak nitelendirerek, “GÜVENDE VE HAYATTAYIZ!” ifadeleriyle onu desteklemişti. Machado ise ödülü, Venezuela halkının çektiği acılara ve mücadelelerine destek olarak adadığını açıklamıştı. Ancak bu sıralarda Trump’ın yakın çevresinden tebrik mesajı gelmedi; bunun yerine, Trump’ın Venezuela Özel Temsilcisi Richard Grenell, “Nobel Barış Ödülü yıllar önce öldü,” diyerek, ödülün artık bir anlam taşımadığını ifade etti.
Putin’den Destek ve Trump’ın Yorumları
Trump, Machado’nun ödülünü kamuoyuna duyurmadan önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e teşekkür ederek, onun görüşlerini paylaştı. Putin ise Tacikistan’da yaptığı açıklamada, “Bazı durumlarda, Nobel Komitesi barış adına hiç çaba göstermemiş kişilere ödül verir. Mevcut ABD başkanı, bu ödülü hak edip etmediğinden emin değilim ama karmaşık krizleri çözmek adına gerçekten çok çaba harcıyor,” şeklinde sözler sarf etti. Trump ise bu açıklamayı alıntılayarak, “Teşekkürler Başkan Putin!” ifadeleriyle karşılık verdi. Bu gelişmeler, uluslararası arenada oldukça farklı tepkilere neden olurken, ülkeler arasındaki güvensizlik ve politik hesaplaşmaların da karşılıklı yansıması olarak görülüyor.
