Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Ortadoğu Barış Zirvesi ve Bölgesel Gelişmeler Üzerine Analizleri

Ortadoğu Barış Zirvesi ve bölgesel gelişmeler hakkında detaylı analizler, güncel bilgiler ve bölgedeki dinamikleri anlamanızı sağlayacak kapsamlı içerik.

Bu haberin fotoğrafı yok

Geçtiğimiz günlerde Mısırın Şarm el-Şeyh şehrinde gerçekleştirilen ve Suriye, Lübnan, Filistin gibi bölge ülkelerinin yanı sıra dünya devletlerinin temsilcilerinin katıldığı Ortadoğu’da Barış zirvesi hakkında uzman siyaset bilimci Dr. Birol Başkan önemli değerlendirmelerde bulundu. Bu zirvede alınan kararlar ve katılım durumları, bölgede sürdürülen süreçler ve genel politikalar hakkında yeni bakış açıları sunuyor.

Katılımcıların duruşu ve eleştiriler

Başkan, zirvede yer almayan ülkeleri ve grupları dikkatle analiz ederek, “İsrail ve Hamas arasında doğrudan görüşmeler yürütüyorsunuz, fakat bu görüşmelerde konuya katılan taraflar arasında en önemli aktörler bulunmuyor. Örneğin, Hamas ve İsrail temsilcileri masada değil. Ayrıca, bölgenin en büyük destekçisi İran da süreçte yer almıyor. Endonezya gibi ülkeler ise etkin biçimde temsil edildi, Çin gibi önemli güçler ise katılım sağlamadı. Çin, Filistin meselesine çok büyük ölçüde müdahil olan bir ülke olmasına rağmen, bu süreçte gözlemlerimize göre yok sayıldı. Ayrıca, Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi bölgesel güçlerin de zirvede yüksek düzeyde temsil edilmemesi, dikkat çekici ve sorgulanması gereken detaylar arasında.”

Geçmişteki benzer süreçler ve barış umutları

Filistin bölgesinde uzun süredir devam eden derinleşmiş karşıtlıkların barış umudunu baltaladığını ve şu anki ateşkes kararının bölgeye uzun vadeli bir istikrar getirmediğini vurgulayan Başkan, “Ortak deklarasyonda somut ve ulaşılabilir hedefler pek görülmüyor. İsrail ve Hamas’ın bundan sonra ne yapacağı, hangi adımları atacağı belirsizliğini koruyor. Hamas’ın sunduğu plan birkaç madde ile sınırlı ve silahsızlanma ya da siyasi entegrasyon gibi temel konular gündemde değil. Bu durum, bölgedeki döngüsel çatışma ve savaşların devam edeceğine işaret ediyor. Benzer deneyimleri 2008’de yaşamıştık; bu süreçler tekrar ediyor ve sona ermiyor” ifadelerini kullandı. Başkan, şu anki ateşkesin altında yatan en önemli nedenleri ise, tarafların ‘bir nebze nefes alabilmek’ çabası ve insani krizlerin insaf verici ölçüde büyümesi olarak açıkladı. “Gazze’deki anlayışsızlık ve insani durumlar gerçekten çok kötü durumda. Yüz binlerce insan yaşamını yitirirken, şehirler harabe haline geldi. Aynı zamanda İsrail’in de ekonomik ve askeri kaynakları tükenmiş durumda. Uzun süredir devam eden çatışmalar hem bölge halkına hem de İsrail halkına yıpratıcı oluyor. Uluslararası baskılar ve savaşın sürdürülebilir olmaması, iki tarafın da durgunluk ve mola istemesine neden oluyor” diye ekledi.

ABD Başkanı Trump’ın bölgedeki duruşu ve etkileri

Başkan, zirveye katılan ülkelerin iletişim stratejilerine de dikkat çekerek, “Katılımcı ülkeler, özellikle ABD Başkanı Donald Trump’ın dönemi ve politikaları üzerinden şekil alıyor. Trump, dış politikada kendine başarısızlık anlamında değil, tamamladığı savaşlar ve bölgede sağladığı kazançlarla övünüyor ve bunun kendisine siyasi avantaj sağlayacağını düşünüyor. Katılan ülkeler ise bu toplantıları, kendi iç kamuoylarına karşı bir başarı ve güç gösterisi olarak kullanıyorlar. Trump ise bu durumdan hareketle, ‘Savaşları bitirdim, barış planları hazırladım’ gibi söylemlerle puan topluyor” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye’ye özel olarak da değinen Başkan, “Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı oldukça övdü ve ona yönelik büyük jestler yaptı. Bu, gözle görülmesinin ötesinde, kapalı kapılar ardında gelişen ve taraflarca bilinen bir stratejinin parçası. Bu hamlelerin arkasında, iç politikada Erdoğan’a güç kazandırma ve bölgesel krediyi artırma amacı yatıyor. Tüm bu gelişmeler, bölgesel dengeleri ve uluslararası aktörlerin politikalarını yeniden şekillendiren unsurlar olarak dikkat çekiyor” diye sözlerini tamamladı. Bu analizler, Ortadoğu’da yeni gelişmeler ve uluslararası pozisyonların şekillenmesinde önemli ipuçları sağlıyor.