Emine Erdoğan, İbn Haldun Üniversitesi’nin yeni açılan Psikoterapi Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin (İPAM) resmi açılışında yaptığı konuşmada, ruh sağlığı alanında kaydedilen ilerlemeleri ve bu çalışmaların toplumumuzdaki yerini vurguladı. Süleymaniye Darüşşifası’nda ruh sağlığı hastaları için özel bölümlerin oluşturulması, insana verilen önemin ve medeniyetimizin şifa anlayışının modern bilimle birleştiğinin açık bir göstergesidir. Günümüz küresel sağlık tablolarına baktığımızda, her dört kişiden birinin yaşamı boyunca ruh sağlığı sorunlarıyla karşılaştığını görüyoruz ve depresyon ile anksiyete bozukluklarının dünya genelinde yaygınlığı gündemde yer almaktadır.
Emine Erdoğan, konuşmasında, dünya genelinde yaklaşık 300 milyon kişinin depresyon ve 284 milyon kişinin ise anksiyete ile mücadele ettiğini belirterek, bu hastalıkların çoğu zaman yalnızca ilaçlarla yönetilmeye çalışıldığını ve bu yaklaşımın insani değerlerden uzak, çoğu durumda yüzeysel bir tedavi yolu olduğunu dile getirdi. Modern toplumların artan kaygı ve huzursuzluk oranlarına dikkat çeken Erdoğan, ruh sağlığının sadece ilaçlara değil, psikoterapi ve kültürel duyarlılıklarla da desteklenmesi gerektiğine değindi. Ayrıca, bu merkezlerde medeniyetimizin şifa anlayışının modern bilimle bütünleştiğine inanıyoruz diyerek, bu yaklaşımın küresel anlamda da önemli bir katkı sağlayacağını ifade etti.
Etkinlikte konuşan Erdoğan, Süleymaniye Darüşşifası’nın restore edilmesi ve ruh sağlığı alanında yeni çalışmalar yapılması için gösterilen çabaları takdir ederek, bu tarihi mekanın ruh sağlığı hizmetleri açısından yeni bir nefes almasına vesile olan İbn Haldun Üniversitesi ve paydaşlarını tebrik etti. Ayrıca, dünyada her yıl milyonlarca insanın sağlık hizmetleri için ülkemizi tercih ettiğini ve böylece Türkiye’nin şifa gücünü ve medeniyet temelli yaklaşımını uluslararası alanda da kanıtladığını belirtti.
Günümüzde Ruh Sağlığı ve Modern Yaklaşımlar
Erdoğan, sözlerine devamla, iyileşmenin, danışan ile terapist arasındaki samimi iletişim ve anlayış ortamında gerçekleştiğine vurgu yaptı. Geleneksel ve kültürel kodlar göz önüne alınmadan, insana özgü terapi modellerinin gerçek şifayı getirmekte yetersiz kalacağını belirtti. Bu doğrultuda, İPAM’ın medeniyetimizin şifa anlayışını ve modern bilimle uyumunu merkez alarak, ruh sağlığı konusunda yeni ve özgün yaklaşımlar geliştireceğine olan inancını dile getirdi. Ayrıca, ülkemizi sağlık turizminde küresel bir merkez haline getirmiş bulunmamızın, ruh sağlığı alanında da uluslararası örnekler arasında yer almamızda önemli rol oynayacağı görüşünü paylaştı.
Erdoğan, 2024 yılı içerisinde 1,5 milyondan fazla kişinin sağlık hizmeti almak için Türkiye’yi ziyaret ettiğine değinerek, bu rakamın bizim medeniyetimizin şifa ve merhamet dolu yaklaşımını ne denli yansıttığını gösterdiğini söyledi. Buna ek olarak, ruh sağlığı alanındaki çalışmaların ve uzmanlığın, kültürel değerlerimiz ve bilimsel gelişmelerle birleştiğinde, insanlar için gerçek ve sürdürülebilir şifa sağladığını vurguladı.
Medeniyetimizin Şifa ve İhya Anlayışının Geleceğe Yansımaları
Necmeddin Bilal Erdoğan ise, İbn Haldun Üniversitesi’nin gerçekleştirdiği ihya çalışmaları ve kültürel kalkınmaya yaptığı katkıları anlattı. Kuruluşundan bu yana, Süleymaniye Medreseleri’nin yeniden yapılandırılması ve medeniyet mirasımızın gelecek nesillere aktarılması yolunda büyük adımlar attıklarını belirtti. Bu vizyonla, 10 yıl içerisinde elde edilen ilerlemenin, dünyanın önde gelen üniversiteleriyle kıyaslanabilir düzeye ulaştığını ve medeniyetimizin ruhunu yaşatmak adına attıkları kararlı adımları vurguladı.
Son olarak, Türkiye’nin 21. yüzyılı, kendi medeniyet mirasıyla şekillendirmeyi ve bu mirasın temelinde ilerlemeyi hedeflediğini belirten Erdoğan, büyük ve anlamlı bir medeniyet nöbetini devralmayı amaçladıklarının altını çizdi. Bu bağlamda, gelecek nesillere ruh ve kültür kökenli güçlü bir medeniyet bilinci bırakmak, ülkemizi sadece ekonomik değil, aynı zamanda kültürel ve insani boyutta da lider kılma arzusu taşıyoruz diyerek sözlerini tamamladı.
