Mevsimin en taze balıklarını sofralarımıza getirmenin tam zamanı. Sağlıklı yaşamın temel taşlarından biri olan balık, doğru tüketildiğinde pek çok açıdan fayda sağlar ve vücudumuza önemli destek olur. Diyetisyen Ecem Karaaslan, bu değerli besinin sağlık üzerindeki etkilerini ve tüketiminin püf noktalarını Cumhuriyet’e anlattı.
Balık, özellikle Omega-3 yağ asitleri açısından zengin olmasıyla bilinir. Bu yağlar, kalp sağlığını korumada vazgeçilmezdir ve düzenli tüketimle kolesterol seviyelerini dengeleyerek damar sertliğinin önüne geçer. Ayrıca, yüksek tansiyon gibi risk faktörlerine karşı da etkili bir koruyucu görevi üstlenir. İnsan vücudu Omega-3’ü kendisi üretemediği için, dışarıdan alınması şarttır. Balık, bu açıdan en doğal ve lezzetli kaynaktır.
Omega-3’ün bilinen faydaları arasında, beynin gelişimi ve fonksiyonlarının desteklenmesi büyük önem taşır. Çocuklarda öğrenme ve dikkat süresini artırırken, gebelik döneminde annenin ve bebeğin sağlıklı gelişimi için de kritik rol oynar. Yetişkinlerde ise unutkanlık ve Alzheimer gibi hafıza sorunlarına karşı doğal bir savunma sağlar.
Balık sadece kalp ve beyin sağlığına değil, ayrıca genel vücut toparlanma sürecini hızlandırma ve bağışıklık sistemini güçlendirme noktasında da önemli bir besindir. Spor yapanlar, büyüyen çocuklar ve iyileşme sürecinde olanlar özellikle balığın bu faydalarından yararlanabilirler. Sağlam kemikler ve güçlü bağışıklık sistemi için de ideal bir kaynak olan balık, doğru zamanda ve doğru şekilde tüketildiğinde bütün vücudumuza gençlik aşısı olur.
Balığın tazeliği onun sağlığa olan katkısını doğrudan etkiler. Dolayısıyla, taze balık seçerken gözlerin parlaklığına ve eti sıkılığına dikkat etmek gerekir. Balığın gözleri parlak ve hafif bombeli olmalı, solungaçlar canlı kırmızı renkte. Eti dirençli ve elastik olmalı; parmağınızla dokunduğunuzda eski haline dönüyorsa tazelik göstergesidir. Balık kokusu hafif ve deniz benzeri olmalı; keskin veya ağır bir koku bayatlığı işaret eder.
Balıkların içerdiği D vitamini, özellikle kış aylarında güneş ışığından yoksunluk nedeniyle düşen seviyeleri dengelemek açısından çok önemlidir. Hem kemik hem de kas sağlığı için alınması gerekir. Ayrıca balık, B12 vitamini ve iyot kaynaklarıyla da zengindir. Birçok besin öğesiyle donatılmış olan balık, tiroid, kemik ve genel bağışıklık sağlığı açısından da avantaj sağlar.
Hangi balık türü neye iyi gelir? Bu konuda da çeşitlilik oldukça fazladır. Örneğin, somon ve uskumru beyin ve kalp sağlığını desteklerken, sardalya kemik gelişimi ve kalsiyum açısından zenginlik sunar. Hamsi, kalsiyum ve omega-3 içeriğiyle öne çıkar. Levrek ve çipura, mide hassasiyeti olanların tercih edebileceği hafif balıklardır. Palamut ve lüfer ise, mevsiminde tüketildiğinde enerji ve bağışıklık sistemini güçlendirir.
Gebelik ve emziklilik döneminde balık tüketiminin önemi büyüktür. Omega-3’nin beyin ve retina gelişimi için kritik olduğu bu dönemde, cıva içeriği yüksek olan büyük balıklardan uzak durmak gerekir. Somon, sardalya ve hamsi gibi düşük cıva içeren balıklar, güvenle tüketilebilir. Ayrıca, çiğ balığın bakteriyel risk taşıdığını unutmamak ve kontrollü, güvenilir yerlerden alınmış balıkları tercih etmek önemlidir.