Trabzon’da düzenlenen ve geniş katılımla gerçekleşen “Gazze için adalet, Filistin için özgürlük” yürüyüşü, insanlık onuru ve vicdanın sesi olmaya devam ediyor. Birçok sivil toplum kuruluşu ve meslek odasının destek verdiği etkinlik, şehirde güçlü bir dayanışma ve farkındalık mesajı verdi. Yürüyüş, Kahramanmaraş Caddesi’nden başlayıp Atatürk Alanı’nda sona erdi ve katılımcılar ellerinde Türk ve Filistin bayraklarıyla çeşitli sloganlar attı.
Burada konuşan TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Prof. Dr. Ebru Çolak, sadece bölgedeki insanların değil, tüm insanlığın karşı karşıya olduğu insani dramatik tabloyu vurguladı. Çolak, “Gazze’de devam eden kriz, sadece bir bölge sorunu değil; tüm vicdan sahiplerinin sorumluluğudur” diyerek, yaşananları geniş bir perspektiften değerlendirdi. İnsanlar açlık, susuzluk, sağlık hizmetlerinin çökmüş olması ve sivillere yönelik saldırıların, dünya kamuoyunun dikkatini çekmesi gereken ciddi insani krizler olduğunu belirtti.
İnsanlık vicdanında silinmez bir iz bırakmıştır: Çolak, Gazze’de yaşananların bir insani trajeden çok, uluslararası hukuka ve etik değerlere karşı işlenmiş ciddi ihlaller olduğunu dile getirerek, “Temiz içme suyu, sağlık hizmetleri ve temel yaşam araçlarının dahi ulaşılmaz hale gelmesi, bu mağduriyetin boyutunu gözler önüne seriyor. Ambulanslara dahi saldırılar gerçekleşiyor ve bu durum insanlık vicdanında silinmez bir leke olarak kalacaktır” ifadelerini kullandı.
Gazze’de yaşananların sadece insani bir sorun değil, aynı zamanda hukuki ve etik bir kriz olduğunu anlatan Çolak, “Uluslararası toplumsal sorumluluk, bu acil duruma müdahale etmeyi ve masum insanların sesi olmamızı gerektiriyor. Bu durum, tüm dünyanın gözü önünde sistematik olarak devam ediyor ve her gün yüzlerce masum hayatı kaybediyoruz” diye ekledi.
Çolak, sözlerini, Trabzon’un tarih boyunca mazlumların yanında durduğunu ve adaletten sapmadığını hatırlatarak, “Bugün de bu geleneksel duruşumuzu sürdürüyoruz. Hiçbir güç, insanlık vicdanını susturamaz; zalimler bu sessizliği yıkacaktır. Birlikte, barış ve adalet için durmak ve sesimizi yükseltmek zorundayız” diyerek sloganlar eşliğinde açıklamalarını sonlandırdı.
Yürüyüş bitiminde gerçekleştirilen konuşmada, tüm katılımcılar “Filistin’e özgürlük”, “Gazze için adalet” ve “Zulme sessiz kalma” gibi sloganlarla dayanışma gösterdi hatta insani krizlere dikkat çekti. Bu etkinlik, insanların vicdanını harekete geçiren güçlü bir mesaj oldu ve sürdürülebilir barış yolunda atılmış önemli bir adım olarak hafızalara kaydedildi.