Nöbetçi Eczaneler
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türk Devletleri Teşkilatı Enerji Bakanları Beşinci Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Hazar’ın doğusundaki hidrokarbon rezervlerini Hazar’ın batısına taşımayı öncelikli bir hedef olarak vurguladı. Bu stratejik amaç doğrultusunda, 30 yıldır hayalini kurduğumuz Hazar Geçişli Boru Hattı aracılığıyla Türkiye’ye doğal gaz ulaştırma çalışmalarında önemli ve somut ilerlemeler kaydedildi. Mevcut altyapının bu amaçlara uygun olduğu ve TANAP gibi projelerin bu bağlamda çok kritik olduğu belirtilerek, bu adımların hem Türk Devletleri’nin ekonomik kalkınmasına katkıda bulunacağı hem de Avrupa ve Akdeniz enerji piyasalarında önemli bir dönüşüm yaratacağı ifade edildi.
Toplantıya Azerbaycan, Kırgızistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Macaristan, Özbekistan ve diğer bölgesel ortaklardan temsilciler katıldı. Enerjide tüm alanlarda iş birliği ve yeni atılacak adımlar detaylı şekilde değerlendirildi. Ayrıca, yenilenebilir enerji, petrol ve doğal gaz, nükleer enerji ve akıllı şebekeler gibi alanlarda ortak projelerin geliştirilmesine yönelik çalışmalar masaya yatırıldı. Bu kapsamda, bölgesel enerji entegrasyonunu güçlendirmek ve ortak yatırımlar yapmak temel amaçlar arasında yer aldı.
Hedefler ve Stratejiler
Bayraktar, Orta Asya ülkelerinden üretilecek yenilenebilir enerji kaynaklarının Hazar’ın batısına taşınması amacıyla ‘Yeşil Enerji Koridoru’ projesinin büyük önem taşıdığını vurguladı. Bu proje kapsamında Azerbaycan, Gürcistan ve Bulgaristan ile iş birliği yapıldığını, ayrıca Kazakistan, Özbekistan ve Kırgızistan’ın da bu girişime katılmaya istekli olduklarını duyurdu. Bu güç birliği sayesinde enerjinin bölgeden önce Türkiye’ye, sonrasında ise Avrupa ülkelerine ulaştırılması planlanıyor. Bayraktar, ayrıca Hazar’daki hidrokarbon kaynaklarının batıya taşınmasının öncelikler arasında olduğunu belirtti ve bu doğrultuda somut adımlar atıldığını ekledi.
Hedefler arasında, 2028 yılına kadar tüketilen doğal gazın en az %20’sini depolama kapasitelerine dahil etmek yer alıyor. Bu yatırımların bölgesel enerji güvenliği ve arz istikrarını sağlayacağı öngörülüyor. Ayrıca, Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı projesiyle, günlük 600-700 bin varil petrolün uluslararası pazarlara ulaştırıldığı ve bunun dengeli petrol arzı açısından kritik olduğu vurgulandı.
Gelecek Vizyonu ve Enerji Politikaları
Son 20 yılda enerji talebinin üç katına çıktığını ve önümüzdeki 30 yıl içinde bu talebin en az üç kat artmasının beklendiğini ifade eden Bayraktar, enerji arz güvenliğini sağlamak amacıyla çeşitli stratejik politikalar geliştirdiklerini belirtti. Yenilenebilir enerji sektörüne büyük önem verildiğini ve 2035’e kadar güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir kaynaklardan 120 bin MW kapasiteye ulaşmayı hedeflediklerini bildirdi.
Türkiye’nin enerji portföyünde nükleer enerji de büyük bir yer tutuyor; Akkuyu Nükleer Santrali’nin ilk elektriği önümüzdeki yıl üretilecek ve böylelikle 2050’ye kadar 20 GW’lık kapasiteye ulaşmayı planlıyoruz. Hidrokarbon kaynaklarından sağlanan enerjinin de önemini dile getiren Bayraktar, Karadeniz’deki keşifler ve üretim projeleriyle yıllık 16,5 milyar metreküplük doğal gaz üretimi hedeflediklerini ve bu sayede Türkiye’nin neredeyse tamamının doğal gaz ihtiyacını karşılar hale gelmek istediklerini kaydetti.
Doğal gaz altyapısında yapılan yatırımlar sayesinde, 2028’e kadar tüketilen doğal gazın en az %20’sini depolayabilecek duruma gelmeyi hedefliyoruz. Bu sayede, hem milli arz güvenliğimizi sağlıyor hem de bölgesel ülkelerin enerji arzına katkıda bulunuyoruz. Ayrıca, Türkmenistan’dan ilk defa doğal gaz ithal etmeye başladık ve önümüzdeki dönemde bu tedarik miktarını artırmayı amaçlıyoruz. Suriye’ye Azerbaycan ve Katar ile ortak girişimlerle gaz tedarik edilmesi gibi projelerle bölge istikrarı ve ekonomik gelişmenin desteklenmesi hedefleniyor.
Petrol üretimi ve yatırımlarında da kayda değer ilerlemeler bulunuyor. Karadeniz’de gerçekleştirilen keşifler ve 2023’te üretime başlanmasıyla birlikte, 2028’e kadar yıllık 16,5 milyar metreküplük doğal gaz üretimi planlanmakta. Ayrıca, yurtiçinde ve yurtdışında uluslararası standartlarda faaliyet gösteren kamu ve özel şirketler aracılığıyla petrol ve doğal gaz üretimini sürdürüyoruz. SOMALİ ve Pakistan gibi ülkelerde yeni arama sahalarıyla, küresel enerji piyasalarına entegre olmayı sürdürüyoruz.
Gelecek vizyonumuzda, enerji dönüşümünün merkezi aktörlerinden biri olarak kritik mineralleri de önemli bir alan olarak görüyoruz. Savunma sanayisi, elektrikli otomobil ve yenilenebilir enerji teknolojilerinin merkezde yer almasıyla birlikte, stratejik madenlerin üretimi ve yönetimi için de bölgesel ve uluslararası çalışmalar yürütüyoruz. Bu çalışmalar ve projelerle, enerji bağımsızlığımızı güçlendirirken, bölge ve dünya enerji piyasalarında etkinliği artırmayı sürdüreceğiz.