Nöbetçi Eczaneler
Birleşmiş Milletler 80. Genel Kurulu oturumları sırasında, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, New York’ta Türkevi’nde gerçekleşen basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Özellikle, Türkiye’nin savunma sanayiinde yaptıkları ve uluslararası arenada karşılaşılan zorluklar üzerine odaklandı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin milli muharip uçağı KAAN’ın motorunun ABD menşeli olması ve bu nedenle lisans süreçlerinin durması tartışmalarıyla ilgili soruları yanıtladı.
Fidan, bu konuyu değerlendirirken, dezenformasyon ve manipülasyonun devlet ve güvenlik politikalarının önüne geçmemesi gerektiğine dikkat çekti. Dezenformasyonun, aslında Türkiye’nin milli güvenliğiyle kıyaslanamayacak kadar küçük ve önemsiz bir alan olduğunu belirterek, doğru bilgi ve yerli üretim konusunda kamuoyunun bilgilendirilmesinin kritik öneme sahip olduğunu vurguladı. Ayrıca, savunma sanayinde yıllardır süren çalışmaları ve geliştirme süreçlerini detaylandırdı. Yüzde 20 olan yerlilik oranının %80’e yaklaşmasını gurur kaynağı olarak niteleyen Fidan, “İşte, bizim mühendislerimizin ve firmalarımızın emekleri sayesinde ortaya çıkan sonuçlar budur” dedi.
Yerli ve Milli Ürünlere Durmadan Devam
Fidan, açıklamalarında, devletin savunma sanayine yaptığı büyük yatırımlarla, İHA, SİHA, mühimmat ve elektronik harp cihazları gibi pek çok alanda yerli ürünlerin kullanım oranının arttığını belirtti. “Yüzde 60-70 civarında ürünlerin yerli kaynaklardan alındığını” vurgulayarak, bu başarıların, yüksek maliyetlere rağmen sürdürülebilir olduğunu ifade etti. Aynı zamanda, askeri operasyonlarda kullanılan silah ve sistemlerin iç kaynaklar tarafından sağlandığını dile getirdi.
Fidan, savunma sanayinde kendi kendine yeterliliğin sağlanmasının, hem ulusal güvenlik hem de ekonomik kalkınma açısından büyük bir adım olduğunu söyledi. “Bu noktada emeği geçenleri takdir etmek gerekiyor,” diyerek, dünyanın çeşitli ülkelerinden alınan ürün ve teknolojilerin, yerli üretimle yer değiştirerek ülke çıkarlarına hizmet ettiğini sözlerine ekledi.
Diplomatik ve Güvenlik Tedbirleri
Türkiye’nin dış politikaya önemli bir vurgu yaptığı alanlardan biri de, bölgesel güvenliği sağlamak ve dış tehditlere karşı önlem almak. Bakan Fidan, görünür ve görünmez kuşatılma alanlarına karşı aktif diplomatik yöntemlerle tedbirler almayı önceliklendirdiklerini dile getirdi. “İşte, Akdeniz ve Doğu Akdeniz’deki olası tehditlere karşı diplomatik çabalarımızı sürdürüyoruz”, diyerek devam etti.
Yaptırımlar ve kısıtlamalar konusunda ise, kapsamlı çalışmalardan ve bu engellerin kaldırılması için yürütülen diplomatik girişimlerden bahsetti. “Yabancı ülkelerden alınan ve halen sorun teşkil eden ürünlerin yerine alternatifler geliştirmeye devam ediyoruz,” diyerek, Kanada, Hollanda, Norveç gibi ülkelerden alınan ürünlerin yerli ve milli imkanlarla ikame edilmesine odaklandıklarını ifade etti.
Ayrıca, “Yaptırımların kaldırılması ve engellerin aşılması süreçlerinde, ilgili kurumların ve bakanlıkların yoğun çalışma içinde olduğunu ve tüm çabaların, ulusal çıkarlar doğrultusunda ilerlemesine öncelik verdiklerini” söyledi. “Sorumluluk, bu ürünlerin ve teknolojilerin gereklerine uygun şekilde temin edilmesini sağlamaktır.” şeklinde sözlerini tamamladı.