İstanbul Üniversitesi’nde gerçekleştirilen ve ‘Geçmişten Günümüze Türkçe’nin İmlası’ temalı uluslararası sempozyuma katılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, dilimizin tarihî derinliği ve zenginliği hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Yılmaz, Türkçe’nin hem söz varlığı hem de yazı dilinde doğal dönüşümler geçirmiş bir dil olduğunu vurgulayarak, imla kurallarının dilimizi koruma ve yaşatma açısından temel unsur olduğunu belirtti.
Programda, kurumlar ve dil bilinci arasındaki ilişki öne çıktı. Yılmaz, “Dil, düşüncenin sınırlarını belirliyor. Güçlü bir dil, güçlü fikirler ve geniş ufuklar anlamına gelir. Aynı zamanda dil, geçmişle bugünü irtibatlandıran köprü görevi görüyor. Dildeki herhangi bir bozulma, köklü kültürel bağların zayıflaması anlamına gelir” diye ekledi.
Türkçe’nin Kadimliği ve Güncel Gelişmeler
Türkçe’nin yüzyıllar öncesine dayanan yazılı örnekleriyle dünyanın en eski dillerinden biri olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Türkçe, üç ana boyutla düşünülmeli: resmi dilimiz, halkın ortak dili ve uluslararası iletişim dili. Farklı coğrafyalarda, çeşitli lehçeleriyle de olsa, kullanımı zengin ve etkileşimlidir” şeklinde konuştu. Ayrıca, imla kurallarının dilin birlik ve bütünlüğünü koruma açısından önemine dikkat çekti.
Türkçe ve Dijital Çağ
Yılmaz, günümüzde dijital dünyanın dil kullanımı üzerindeki etkisine değinerek, “Dijital çağda, dil imla kuralları ve iletişim biçimleri yeniden şekilleniyor. Emoji’ler, kısaltmalar ve yeni ifade tarzları gelişiyor. Bu yeniliklerin dikkatle analiz edilmesi, dilimizin dijital ortama uyumunu sağlamak adına büyük önem taşıyor” dedi. Ayrıca, yeni imla kılavuzları hazırlama ihtiyacına vurgu yaparak, “Gelişen teknolojilere uygun düzenlemeler yapmalı, dilimizin özünü koruyarak yeni standartlar getirmeliyiz” ifadelerini kullandı.
Güncel Siyaset ve Kültürel Boyutlar
Uluslararası siyaset ve hukuk alanında yaşanan olayların, dil ve kültür üzerindeki etkilerine de değinen Yılmaz, “Gazze’de yaşanan olaylar, dünyanın adalet ve etik değerlerini sorgulamamız gerektiğini gösteriyor. Dil ve kültür, sadece iletişim değil, aynı zamanda milletlerin kimliğinin ve hafızasının taşıyıcısıdır” şeklinde konuştu.
İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar, sözlerini şu biçimde sonlandırdı: “Dil, hem milletimizin hafızasıdır, hem de kimliğimizin temel taşıdır. İmla kuralları, sadece teknik detaylar değil, kültürel ve toplumsal yaşamımızın aynasıdır.” Ayrıca, Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği temsilcisi, 1965’te imlamızda uzatma işareti taşıyan sözcüklerin ziyadesiyle karmaşık ve karışık hale geldiğini belirterek, tarihî ve kültürel bağlamın korunmasının önemine vurgu yaptı. Program, katılımcılara takdim edilen hediyelerle sona erdi.