Son yıllarda Türkiye, dış politikada, savunmada ve ekonomide kaydettiği ilerlemelerle dikkat çekiyor. Bakan Prof. Dr. Ömer Bolat, özellikle son 22 yılda %5.4 reel büyüme oranına ulaşarak, dünya ortalamasının oldukça üzerinde bir gelişim kaydettiklerini vurguladı. Ekonomik başarılarımız, gittiğimiz her bölgedeki itibarı ve saygınlığı artırmaya devam ediyor.
Geçen yıl düzenlenen ilk TürkMedya E-Ticaret ve Perakende Zirvesi’nin ardından, bu yıl da aynı organizasyonun ikincisi gerçekleştirildi. Dünya genelindeki ekonomik koşullar giderek zorlaşırken, ticaret savaşlarının ve gümrük vergilerinin artması, e-ticarete olan etkisini hissettiriyor. Özellikle, Covid-19 pandemisinin ardından dijitalleşme hız kazandı ve dünya ticaret hacmi büyümeye devam etti. 2022 yılında 5,5 trilyon dolar seviyesinde olan küresel ticaret, 2026 itibarıyla 8,1 trilyon dolara ulaşması bekleniyor.
Uluslararası Ekonomik Görünüm ve Türkiye’nin Yatırımları
Geçen yılki ticaret oranlarının büyüme hızındaki yavaşlamaya rağmen, Türkiye’nin gelişimi ve ekonomideki atılımları devam ediyor. Ülkemizde kişi başına milli gelir ilk kez 16 bin dolar seviyesini aştı ve yıl sonunda 17 bin dolara ulaşması öngörülüyor. Ayrıca, toplam milli gelirimiz yıl içinde 238 milyar dolar seviyesinden 1,474 trilyon dolara yükseldi. Bu gelişmeler, Türkiye’nin küresel markalar arasında saygınlık kazandığını gösteriyor.
E-ticarette Yeni Dönem ve Dijitalleşmenin Yükselişi
Bakan Bolat, pandeminin dijital ticaretin dönüşümünde belirleyici bir rol oynadığını belirtti. İnsanlar ve işletmeler pandemi döneminde uzaktan alışverişe yöneldi. Özellikle tekstil ve giyim sektöründeki firmalar, bu dönemde dijital platformlara geçiş yaparak rekabette öne çıktı. Bilgisayar ve bilişim sektöründe faaliyet gösterenler ise büyük ölçüde büyüme gösterdi. Dünya genelinde 2026 yılına kadar 8,1 trilyon dolarlık küresel ticaret hacmine ulaşılması beklenirken, ülkemizde internet üzerinden sipariş verenlerin oranı 2020’de %35 seviyesindeyken, 2025’te %56’ya ulaşmış durumda ve sürekli artmakta.
Rekabetin arttığı bu dönemde, dijitalleşme ve yeni teknolojilerin entegrasyonu, Türkiye’nin uluslararası alandaki konumunu güçlendirecek temel unsurlar olmaya devam ediyor.