Dezenflasyon programının üçüncü yılına girerken, uygulanan sıkı para politikaları ve yüksek faiz oranları, döviz kurlarını baskı altına alırken, sanayide ve ekonomik yapıda ciddi kırılmalar yaşanıyor. Bu politikalar, hem ihracat hem de iç pazar odaklı sektörleri darboğazlara sürüklüyor; üretim azalması, kapasite kullanımında gerileme ve istihdam kayıplarına neden oluyor. İnşaat, madencilik gibi doğal kaynaklara dayalı sektörler büyük zarar görürken, tarım ve sanayi ise görmezden geliniyor. Ekonomik politikalarda üretici ve sanayici sistemden uzaklaştırıcı adımlar öne çıkıyor.
İş dünyasının önde gelen kurumları, özellikle İstanbul Sanayi Odası (İSO) ve MÜSİAD, ortak seslerini yükseltiyor; sektörlerdeki ciddi kayıbın devam ettiğine dair uyarılarını güçlendiriyorlar. Eylül ayında yayımlanan PMI ve SAMEKS verileri, sanayinin hızla zayıfladığını gösteriyor. İSO-PMI göstergeleri 50’nin altında kalmaya devam ederek, sektörlerde küçülmenin ve daralmanın sürdüğüne işaret ediyor. Gıda sektörü dışındaki tüm sanayi kesimlerinde yeni siparişlerin azalmaya başlaması, üretim ve istihdam rakamlarında da önemli gerilemeler yaşanıyor. Tekstil ve hazır giyim sektörleri ise en sert daralmayı deneyimleyerek, fiyat indirimlerine giderken, ihracat siparişlerinde de düşüşler kaydediliyor. En yüksek enflasyon oranlarını gören sektörler arasında gıda, Nisan 2024 itibarıyla en fazla maliyet artışını yaşayan alanlar arasında yer alıyor.
MÜSİAD’ın SAMEKS endeksi, uzun bir durgunluk döneminin ardından eylül ayında 51,2’ye yükselse de, bunun sürdürülebilir olmadığı görülüyor. Tesadüfi olmayan şekilde, hizmetler ve sanayi sektörleri endeksleri 50 sınırının altında kalıyor; sıkıntıların devam ettiğine işaret ediyor. Bu göstergeler, sanayideki daralmanın derinleştiğine; zayıflama ve gerilemenin sürdüğüne işaret ederken, yeni yatırımların ise ciddi anlamda düştüğünü gösteriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonu kapsamında sağlanan teşviklere rağmen, yatırımların hızında kayda değer bir artış gözlenmiyor ve geçen yıldan bu yana ciddi bir düşüş yaşanıyor.
Sanayisizleşme Sürecinin Derinleşmesi
Dezenflasyon politikaları ve yüksek faiz uygulamaları, finansal erişimi zorlaştırdı; işletmelerin ayakta kalması ve kredi borçlarını ödemesi güçleşti. Bu durum, teşvikli yatırımların iki yıl boyunca devam eden gerilemesine ve son üç ayda daha da sert düşüşler yaşanmasına neden oldu. Veriler, ekonomik programın sürdürülebilir olmaktan uzak hale geldiğine işaret ediyor. Yüksek faiz oranlarına rağmen, ticari kredi faiz oranları yüzde 60’lara yakın seyrederken, iflaslar ve konkordato başvuruları rekor seviyelere yükseldi. Eylül sonunda, işletme ve şirketler arasında iflas ve konkordato kararlarının sayısı, geçen yıla kıyasla iki katına çıktı; toplamda 165 şirket iflas ederken, 2085 şirket de konkordato aşamasına geçti. Bu hızla devam ederse, 2024 tamamlandığında yeni rekorlar kırılması kuvvetle muhtemel görünüyor.
Sanayinin toplam ekonomi içindeki payı, 25-30 yıl öncesine kıyasla %30’dan %20’ye gerilemiş durumda. Öte yandan, yeni yatırım hazırlıkları ve teşviklerle sektörlerin canlanması umuduyla başlatılan girişimler, şu an ciddi bir durgunluğa işaret ediyor. Güven ortamının zayıflaması, hukuki ve adli sistemden kaynaklanan kaygılar ve artan baskılar, şirketlerin büyüme ve yeni yatırımlar yapma isteğini zayıflatıyor. Ayrıca, geçtiğimiz Haziran ayından itibaren yürürlüğe giren yeni teşvik sistemleri, yatırım eğiliminde ciddi bir düşüşe neden oldu. Bu kapsamda, teşvik belgeli yeni yatırımlar, önceki yıllara kıyasla büyük oranda azaldı. 2025’in ilk üç ayındaki veriler, 804 yeni yatırımın toplam 110,5 milyar TL tutarında olduğunu, bunların sadece 17 bin kişiye istihdam sağlayacağını gösteriyor. Buna karşılık, geçen yıl aynı dönemlerde 2 bin 761 yatırım olmuş, toplam tutar 233 milyar TL iken, istihdam taahhütleri ise 63 bin kişi idi.
Yabancı ve Yurt içi Yatırımların Durma Noktasında Olması
Yatırım ortamını olumsuz etkileyen en ciddi göstergelerden biri de, açıklanan resmi verilerin, doğrudan yabancı sermayeli yatırımların durmaya yakın hale geldiğini ortaya koyması. Çok sayıda büyük ölçekli yerli yatırım ya durdu ya da hatta yurt dışına kaçış eğilimi gösterdi. Aynı zamanda, belirsizlik ve öngörülemezliğin artması sebebiyle, yeni yatırıma yönelik ilgide ciddi azalma var. İşletmeler, ya kapanma ya da küçülme aşamasında. İşsizlik ve enflasyon oranları yeniden yükselmeye başlamış durumda; geniş anlamda işsiz sayısı 12 milyonu aştı. Sanayideki istihdam hızla eriyor, iş dünyasında yüksek karamsarlık hakim hale geliyor.