İstanbul’da düzenlenen 15. Türkiye Enerji Zirvesi, sektörün önemli isimlerini ve uluslararası enerji uzmanlarını bir araya getirerek, geleceğin enerji politikalarına ışık tutmaya devam ediyor. Program kapsamında katılımcılar, küresel enerji piyasalarındaki dönüşüm, teknolojik yenilikler ve stratejik adımlar üzerine yoğunlaşarak geniş çaplı değerlendirmelerde bulundu.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ülkemizin 2026 yılına kadar doğal gaz üretimini iki katına çıkarma hedefine vurgu yaparak, özellikle Karadeniz gaz rezervlerinin önemi üzerinde durdu. Türkiye’nin toplam günlük üretimini, 2028 itibarıyla 40-45 milyon metreküpe ulaşmayı planladıklarını belirtti. Bakan Bayraktar, bunun sonucunda yaklaşık 16-17 milyon hanenin doğal gaz ihtiyacını yerli kaynaklar üzerinden karşılamayı hedeflediklerini ekledi.
Görüşlerini paylaşırken, Türkiye’nin gaz keşif ve üretim çalışmaları ile ekonomik etkilerine de değinen Bayraktar, “Şu anda yaklaşık 60 milyar metreküp doğal gaz tüketiyoruz ve bu rakam her yıl artış gösteriyor. Karadeniz’deki çalışmalarımız sayesinde, 2026’da üretimimizin şu anki seviyesinin iki katına çıkmasıyla birlikte, ülkemizin enerji bağımsızlığı açısından ciddi bir adım atmış olacağız,” diyerek, büyük projelere olan inancını vurguladı.
Projelerden gelen gelişmelerle, ülkemizin toplam doğal gaz ihtiyacını karşılayacak fiziki altyapıya sahip olduğunu belirten Bakan, “Gazlaştırma kapasitemizi 200 milyon metreküpe çıkarma hedefindeyiz. Aynı zamanda LNG altyapımızı güçlendiriyor ve yeni anlaşmalarla arz güvenliğimizi sağlama altına alıyoruz,” dedi. Ayrıca, 2024 ve 2030 yıllarına kadar depolama kapasitesini artırmayı planlayarak, enerji arzının istikrarını koruma adına çalışmalarını sürdürüyor.
Geleceğin Elektrik ve Nükleer Enerji Vizyonu
Türkiye’nin elektrik ihtiyacı, önümüzdeki 30 yıl içerisinde yaklaşık üç kat artarak 1050 TWh seviyelerine ulaşması öngörülüyor. Bu ihtiyacı karşılamak için yenilenebilir enerji kaynaklarındaki yatırımların hız kazanması gerekiyor. Ayrıca, eski ve yaşlanan kömür santrallerinin yerine yeni ve daha verimli teknolojilere geçiş planlarımız mevcut.
İşte bu noktada, nükleer enerjinin rolü büyük önem taşıyor. 2050 yılına kadar Türkiye’nin elektrik üretiminin %15’ini nükleerden sağlama hedefimiz bulunuyor. Sinop ve Trakya bölgelerinde kurulacak yeni santrallerle, hem yerel enerji üretimimizi artırıp hem de enerji arz güvenliğimizi sağlamış olacağız. Bu projelerin, sadece enerjide değil, sağlık ve tarım gibi pek çok alanda da pozitif katkıları olacak şekilde planlandı.
Nükleer teknolojilerde ilerleme kaydedip, küçük modüler reaktörler sayesinde daha sürdürülebilir ve ekonomik enerji üretimi hedefleniyor. Bu kapsamda, anlaşmalar ve ortaklıklar yapılarak, uzman kadroların yetiştirilmesine büyük önem veriliyor. Bu çalışmalar, Türkiye’nin enerji bağımsızlığını güçlendirmesine ve küresel enerji piyasalarında söz sahibi olmasına zemin hazırlayacak.
