Nöbetçi Eczaneler
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye’nin önümüzdeki 30 yılda artması beklenen enerji talebini karşılamak için benimsediği “Türk yolu” politikalarını detaylandırdı. Bu kapsamda, ülkenin enerji arz güvenliğini sağlamaya yönelik olarak yenilenebilir enerji, nükleer enerji ve doğal gaz kaynaklarının çeşitlendirilmesine büyük önem verildi. Bayraktar, Moskova’da düzenlenen Rusya Enerji Haftası etkinliğinde yaptığı konuşmada, sürdürülebilir ve esnek bir enerji politikası izlediklerini vurguladı.
Jeopolitik belirsizliklerin arttığı küresel ortamda, enerji güvenliğinin önemi bir kat daha arttı. Bayraktar, “Güvenilir enerji sağlamak giderek daha zor toplumsal, ekonomik ve siyasi risklerle dolu bir hale geldi. Son beş yılın çoğunda küresel belirsizlikler, pandemi süreci, tedarik zincirleri ve jeopolitik gerginlikler, enerji piyasalarını derinden etkiledi,” diyerek, bu zorluklar karşısında Türkiye’nin kendi yol haritasını çizdiğinin altını çizdi.
Bu yol haritasını anlatırken, ‘Türk yolu’ sloganını kullanan Bayraktar, enerji talebini karşılamak, bağımlılığı azaltmak ve karbon nötr bir ülke olmayı hedeflediklerini belirtti. “Hiçbir enerji kaynağını dışlamıyoruz. Her kaynağa ve her teknolojiye açık olmalıyız. Piyasa dinamikleri değiştikçe politika esnekliği kazanmalı ve rasyonel adımlar atmalıyız,” dedi.
Geleceğe dönük enerji projeleri ve yatırımlar
Bayraktar, Türkiye’nin enerji sisteminde büyük dönüşümlerin yaşandığını ve bu dönüşümde yenilenebilir enerjinin ön planda olduğunu vurguladı. Her yıl yaklaşık 8-9 gigavatlık yenilenebilir enerji kapasitesini devreye aldıklarını belirterek, 2035’e kadar bu rakamı 120 gigavata çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Aynı zamanda, nükleer enerji alanında önemli girişimler olduğunu da sözlerine ekledi. Yeniden inşa edilen Akkuyu Nükleer Santrali ve diğer planlanan reaktörlerle, toplamda 12 büyük reaktör ve yaklaşık 5 gigavat küçük modüler reaktör (SMR) inşa etmeyi planlıyorlar.
Doğal gaz ve petrol projelerine odaklanma
Türkiye, doğal gaz ve petrol kaynaklarını da önceliklendirmiş durumda. 2016 yılından itibaren yaptığı arama, üretim ve iletim yatırımlarıyla, ülkenin ihracatçı konumundan ithalatçıdan üretici konumuna geçtiğini belirtiyor Bayraktar. Günlük LNG yeniden gazlaştırma kapasitesini 32 milyon metreküpten 161 milyon metreküpe çıkarmalarını ve yeni boru hatları ile TürkAkım ve TANAP projeleriyle ulaşımı güçlendirdiklerini ifade etti.
Ülkenin doğal gaz ithalatını çeşitlendirmek amacıyla Karadeniz’de arama ve üretime yoğunlaştıklarını belirten Bayraktar, 2028’e kadar Karadeniz’de 16 milyar metreküp doğal gaz üretimini planladıklarını söyledi. Ayrıca, bölgedeki diğer ülkelerle de petrol ve gaz işbirliğini genişletmeyi sürdürüyorlar.
Avrupa ile enerji altyapısının güçlendirilmesi ve işbirliği
Türkiye’nin enerji ihracat ve transfer kapasitesini artırmak, Avrupa’nın enerji güvenliği için kritik öneme sahip. Bayraktar, özellikle LNG’nin enerji karışımındaki rolüne dikkat çekerek, “Fazla gazımızı harmanlayarak Güneydoğu Avrupa’ya ihraç etme imkanımız bulunuyor,” dedi. Aynı zamanda, Türkiye ile Avrupa arasındaki enerji bağlantılarını daha da geliştirmek adına çalışmaların devam ettiğini belirtti. TANAP ve TürkAkım projeleri, Avrupa’nın enerji arzını çeşitlendirme ve güvence altına alma stratejisinin merkezi unsurlarıdır.
Bayraktar, özellikle enerji ilişkilerinde karşılıklı anlayış ve ortak iradenin büyük önem taşıdığının altını çizip, “Gelişmiş elektrik bağlantıları ve karşılıklı gaz tedariki projeleriyle bu işbirliğini derinleştirmek istiyoruz,” diye ekledi.
“], “meta_keywords”: “Türkiye enerji politikası, yenilenebilir enerji, nükleer enerji, doğal gaz projeleri, Karadeniz gaz, enerji güvenliği, TANAP, TürkAkım, enerji stratejisi, küresel enerji piyasaları