Geçtiğimiz dönemde, terörden arınmış bir Türkiye hedefine ulaşmak için gerçekleştirilen çalışmalar, önemli aşamalar kaydetti. Kamuoyunun gözünde, bu süreç hem siyasal hem de toplumsal açıdan büyük bir dönüşümün habercisi olmaktadır. Özellikle son 14 ay içerisinde elde edilen kazanımlar, ülkemizin terör sorununa karşı aldığı ciddi mesafenin göstergesidir.
Hükümetler döneminde çeşitli girişimler yapılsa da, Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde başlayan ve büyük ölçüde başarıyla sonuçlanan süreç, sistematik terörün fiilen sona erdirilmesine zemin hazırlamıştır. Bu dönemde, örgütlerin ve destek unsurlarının aktif katılımıyla gerçekleştirilen silah bırakma ve fesih adımları, uluslararası standartlara uygun yeni hukukî düzenlemeleri de beraberinde getirmiştir.
Terörsüz Türkiye Hedefinin Temel Dinamikleri
Bu hedef yalnızca bir güvenlik meselesi değil, aynı zamanda demokratikleşme ve toplumsal barış için de atılmış önemli bir adımdır. Kimlik veya bölgesel farklılıklar üzerinden yapılan ayırımcı söylemlerden uzak durularak, “terörün sona erdirilmesi” temel ilke olarak benimsenmiştir. Bu doğrultuda, Kürt sorununu çözmek adına değil, sistematik terörün tamamen ortadan kaldırılmasına odaklanılmaktadır.
Kimlik Hakları ve Hukuki Çerçeve
İfade özgürlüğü, etnik haklar veya farklı kimliklere dair tartışmalar, bu mücadelenin ana eksenini oluşturmaz. Toplumda geniş destek gören bu yaklaşım, daha çok hukuka dayalı ve eşitlik ilkelerine uygun düzenlemelerle güçlendirilmiş bir demokratik yapıya ulaşmaya yöneliktir. Terörle mücadele ile kimlik ve haklar meseleleri birbiriyle karıştırılmamalıdır; çünkü temel amaç, siyasal ve toplumsal barışı sağlamaktır.
Son 14 Aylık Dönemde Elde Edilen Başarılar
Bu süre zarfında, örgüt kurucusunun üç ay önce yayımladığı deklarasyon, sürecin en önemli dönüm noktası olmuştur. Bu deklarasyonda, ayrılıkçı taleplerden vazgeçildiği, devlet ve milletle bütünleşme mesajları verildi. Ayrıca örgütün ideolojik varlığını sona erdiren bu adımlar, sadece silahların bırakılmasıyla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda örgüt içi yapının da reform edilmesine zemin hazırlamıştır.
Sonuç olarak, 52 yıl süren ve diyebiliriz ki tarih boyunca en uzun süreli sistematik terör saldırıları ve hukuk dışı faaliyetler durdurulmuştur. Bu gelişmeler, ülkemizdeki umutları artırmakta ve toplumun bütün kesimlerinde güven ve istikrar ortamını güçlendirmektedir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Rolü ve Gelecek Adımlar
Kurulan Terörsüz Türkiye Komisyonu, bu süreçte kritik bilgi ve tespitlerin derlendiği, yüksek meşruiyetli bir yapıdır. Komisyonun hazırlayacağı rapor, hem yasama hem de yürütme organlarına önemli bir referans teşkil edecek olup, bu adımların hukuki, siyasal ve toplumsal altyapısını güçlendirecektir.
Süreç tamamlandığında, ilgili hukuki düzenlemeler hızla hayata geçirilerek, terörle mücadelede yeni bir döneme geçiş sağlanacaktır. Ayrıca, pratikteki teyitler ve sürecin yönetimi üzerindeki katkılar, hukuki altyapı ve uygulama açısından kritik önemdedir. Bu yüzden, tüm tarafların yüksek sorumluluk bilinciyle hareket etmesi, başarılı sonuca ulaşmadaki en büyük güç olacaktır.
Başarıya Giden Yolda Son Adımlar ve Güçlü İrade
Geride kalan süre zarfında, terör örgütüne ve destekçilerine yönelik ciddi ilerlemeler kaydedilmiştir. Ülkemizin güvenlik güçlerinin ve siyasetin ortak çabalarıyla, terörle mücadelede önemli mesafeler alınmıştır. Kamuoyunun ve liderlerin kararlı duruşu sayesinde, başarmaya çok yaklaştık. Bu süreç, çatışma ve şiddet döngüsünden kurtulup, kalıcı barış ve istikrarın tesis edilmesinin temelini atmaktadır.
