Yardımcı Cumhurbaşkanı Cevdet Yılmaz, ülkemizin dış ticaret yapısını güçlendirmeye ve ekonomik büyümeyi sürdürülebilir kılmaya yönelik politikaların gerekliliğine vurgu yaptı. Kendisi, yüksek katma değerli üretimi teşvik eden sanayi politikalarının bu süreçte temel rol oynadığını belirterek, güçlü ekonomik göstergelerle vatandaşların yaşam kalitesini artırmayı sürdürülebilir kılmayı amaçladıklarını ifade etti.
Yılmaz, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) ekim ayı ödemeler dengesi verilerini değerlendirdi ve makroekonomik göstergelerdeki gelişmelere ilişkin detaylar paylaştı. Mevcut finansal görünümün rekabetçiliğin artması ve rezervlerin güçlenmesi sayesinde istikrarlı ilerlediğini belirtti. Ayrıca, mal ihracatı ve hizmet gelirlerinin desteğiyle, cari işlemler açığının seyrinin olumlu yönde devam ettiğine işaret etti.
Küresel Zorluklara Karşı Dayanıklılık
Jeopolitik gerilimlerin ve küresel ekonomik belirsizliklerin arttığı ortamlarda bile, Türkiye ekonomisinin istikrarlı ve dayanıklı olduğunu vurguladı. Enflasyonun düşüş trendinde olması ve TL’ye olan güvenin pekişmesi, bu dayanıklılığın göstergeleri arasında yer alıyor. Rezervlerimizdeki artış ve risk primlerindeki iyileşme ile dış finansman maliyetlerimizin azaldığını da sözlerine ekledi.
Yatırımlar ve Kalkınma Perspektifi
Yılmaz, önümüzdeki dönemlerde iş ortamını kolaylaştırıcı düzenlemeler ve yapısal reformlar ile yatırımcı güvenini artırmayı hedeflediklerini belirtti. Bu doğrultuda, üretim ve istihdama katkı sağlayacak uluslararası doğrudan yatırım akışının hızlandırılmasının önemine vurgu yaptı.
Sanayi politikalarımızda yüksek katma değerli üretimi ön plana çıkarırken, dış ticaret yapımızı daha rekabetçi hale getirmeyi sürdürüyoruz. Bu yaklaşım ile mal ve hizmet ihracatını artırmayı ve verimlilik artışını temel alan sürdürülebilir bir büyüme modeli oluşturmayı amaçlıyoruz. Bu vizyon çerçevesinde, vatandaşlarımızın refahını kalıcı şekilde yükseltmek hedeflemekteyiz.
